29 Eİkim 1943'tarihinde Mersin'in Arslanköy beldesinde dünyaya gelmişim.(Resmi nüfus kaydım, 27.11.1943 olarak işlenmiştir) Belki de doğum tarihimin Cumhuriyet Bayramına denk gelmesindendir, ölümüne Cumhuriyet'e aşık birisiyim...
Eğitmen çocuğu oluşumun etkileri de yadsınamaz.
Henüz ilkokul 3. sınıfta iken şiire merakımın olduğu keşfedildi. Orta Okul son sınıfında iken çocukluk şiirlerimi topladığım 'Gökkuşağı' adlı şiir kitabımı yayınladım. O yıllardanberi birçok gazete ve edebiyat dergilerinde şiirlerim yayınlandı.
Lise 1. sınıf dahil Mersin Tevfik Sır Lisesi'nde, lise 2'yi Tarsus Lisesi'nde ve lise son sınıfı Alanya Lisesi'nde okudum. Lise sıralarında çok değerli edebiyat öğretmenlerim oldu. Kendisini rahmetle andığım Şevket Rado, bu değerli öğretmenlerimden biridir...Benim edebi ufkumun açılmasında çok yakın ilgileri oldu. Balzac'ı, Emile Zola'yı, Shekspir'i, lise yıllarında okudum ve sevdim. Hikaye, skeç ve roman yazma arzularım tıpkı şiir yazma arzularımla yarışır oldu ve 'Çatlak Topraklar' adlı roman denemem o yıllarda düzernlenen bir edebiyat yarışmasında mansiyon kazandı.
Mersin'de, Mersinli şair ve yazarların uğrak yeri olan AK KAHVE'de aşk şiirleri yazmağa başladım. Kendisini rahmetle andığım şair Ümit Yaşar Oğuzcan'ı da yetiştiren Ak Kahve benim de şiir dürtülerimi ön plana çıkardı...
İstanbul Işık Mühendislik ve Mimarlık Okulunda okudum. Yeditepe, Varlık ve Saklambaç Dergilerinde şiirlerim yayınlandı.
1971 Yılında İstanbul Bakırköy'de, yerel bazda haftalık bir gazete yayınlayarak o gazetede kendimi buldum. Sırasıyla o günkü ismi Seri Uçak Servisi'nde, daha sonra USAŞ'ta ve daha sonra da IRAN AIR'de görev yaptım. Kıbrıs Harekatı sırasında askerlik görevimi ifa ettim.
Askerlik dönüşümde Mersin'e yerleştim. Bir süre Köy Hizmetlerinde Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevi yaptıktan sonra kendi şirketimi kurarak ihracat yaptım. Bu arada yerel gazetelerde sürekli makaleler yazdım. Daha sonra, Mersindeki yerel bir gazetenin sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü ve Genel Yayın Müdürlüğü görevlerinde bulunduktan sonra 1996 yılında emekli oldum ama gazetecilik mesleğinden kopamadım. Hala İçel Ekspres Gazetesi'nin (www.icelekspresgazetesi.com) Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapmaktayım.
Bir erkek ve bir kız evlat sahibiyim. Oğlum evli, İstanbul'da, kızım evli ve İngiltere'de...
Şiiri çok seviyor ve yazıyorum. Acılarım ve mutluluklarım şiirlerimde ana tema oluyor. Atatürk hayranı, Cumhuriyet aşığı ve laiklik yandaşıyım. Bayrağımız ve topraklarımızın her zerresi için korkmadan ölebilirim.
Yazdığım şiirleri bu sitede sizlerle paylaşarak değerli eleştirilerinizden nasipkar olmak istiyorum. Siteme girmeyi yeğleyen her arkadaşımla dertleşmek isterim.
Canlıyı, özellikle insanları çok seviyorum.
Sokakta gördüğüm topal bir kedi, aç dolaşan bir köpek, ayakları yalın okula giden yoksul çocuklar beni oldukça üzüyor ve duygulandırıyor.
Büyük aşklar yaşadım. Varlıklı olmanın ve yoksul olmanın acılarını çok iyi bilirim.
Yakın zamana kadar evde bir bekleyenim vardı, artık yok. Yalnız yaşamayı öğrenmeğe çalışıyorum şimdilerde...
Tüm bildiklerimi sizlerle paylaşmak adına şimdilik hoşcakalın....
Eserleri
Çocukluktan gençlik yıllarına adım attığım günlerde yazdığm şiirleri içerin GÖKKUŞAĞI isimli bir şiir kitabım, yayınlanmış 1000'in üzerinde makalem ve yayınlanmakta olan 4 şiir kitabım var...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yuregine saglik Dostum hos bir siirdi kutlarim *** Tam Puan ***
Yuregine saglik Dostum hos bir siirdi kutlarim *** Tam Puan ***
Elimize bir fırca karşımızda bir tuval ve biz o resme hiç ayrılık çizmesek neticesinde yalnızlık yaşamasak ne güzel olurdu...şiiriniz hüznün resmi gibiydi yüreğinize sağlık efendim.......