Oy burası İnebolu.
Kağnılar da mermi dolu.
Yine göründü oy anam,
Şu koca dağların yolu…
Oy anam! Yürürüm karda,
İstanbul, İstanbul,
Orda altın olur para, pul,
İstanbul dünya incisidir,
Bunu bil artık ey sefil kul...
Başım garbiye, yönüm kabeye döndürdünüz mü?
Bir fatiha ile ateşim söndürdünüz mü?
Misafirlerim ağırlayıp, gönderdiniz mi?
Artık hökmüm kalmadı, ne su da ne ayran da…
Yaşarken, bir acı mı olsun, dindirdiniz mi?
İyidir, İyidir,
Iğdır dediğin İyidir.
Cafer-i Sıddık torunları,
Biri değerinden iyidir...
İzmir, İzmir,
Karnına su girmiş İzmir,
İzmir kendini kaybetmiş,
Hiç yok mu bir iz mir? ..
Güney ilidir, nam-ı kahraman.
Frenk gavuruna vermedi aman.
Nice imamları vardı onların,
Birisi ötekinden yaman…
Vakitlerden, bir Cuma namazı.
Türkmen’i, Türkmen’i...
Karacadağ’ın kimsesiz Türkmen’i.
Çoban pınarı gibi tertemizdir,
Karataşların hilesiz Türkmen’i...
Türkmen’i, Türkmen’i...
Türkçe konuşmazsa, meğer ki, kim nerde,
Ben Mehmet Bey! Güman bırakmam serde.
“Bundan gerü divan dergahda, her yerde,
Hükmü fermanımız iyice biline…”
Bu fermanım; Konya, Karaman İli’ne,
Karayılan, çömelmiş,
Avının kokusunu alan,
Atılmaya hazırdı,
Gerilmiş bir kurttu.
Bir haykırdı ki,
Obasını korkuttu..
Bereket getirsin, saçılan narım olsun.
Kaynatıp dişlediğim sıcak darım olsun.
Hoş bahçem meyvelensin, boş evim şenlensin.
Hayatımda kazanç, ömrümde karım olsun…
Her gün sevdasına yandığım narım olsun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!