Sonradan görmüşün biri binince eşeğe
Kendini küheylanda eyer sanır.
Uzanınca hamağa yatınca beşiğe
Sefere çıkan serdar sanır.
Dört bir tarafa ferman buyurur
Hatır için darı kavurur yele harman savurur
Köçek olur davula çift yönden vurur
Küllükte yatar kendini hükümdar sanır.
Afra ile tafra ile yatar kalkar
Temmuzda kar yağdırır zemheride keçi kırkar
Sabaha yapar akşama yıkar
Kendini mürşit âlim cihangir sanır.
İdare etmekten uzak iken evde ki karısını
Pirelenmekle geçirir günün yarısını
Kuşlara veremezken bir avuç darısını
Kendisini Halil İbrahim sorasın da sanır.
Mızrabı tele vurur sazda gönül yarası
Tartıya koysan ölçülmez darası
Sabaha nöbeti akşama tutar sarası
Kendini bazen davul bazen gitar sanır.
Sallanan yapraktan havadan nem kapar
Dosta düşman olup düşmana tapar
Bazen eğri bazen tenha yola sapar
Gülistanda gülerini har sanır.
Alçaktan yüksek dağı eylese seyran
Çanı öter yürüse kervan
Bu gün şüphede öbür gün güm an
Alçak dağlara yağmur yasa kar sanır.
Övsen ördek olur gölde yüzer
Ahu ceylan olur gözlerin süzer
Bülbüle yergi kargaya name düzer
Demiri yirmi dört altın ayar sanır.
Tembelin burnu akar dere olur
Oturaklar oturmaktan yara olur
Alnında kara nokta sıra olur
Bir çiçekle dağı, bağı bahar sanır.
Yunus ne gül, ne üzül uyma dümene
Akıllı ol, her zaman kapılma güm ana
Nice nice bağlıysan pamuk iple zamana
Kıraç toprak kendini harman sanır.
Kayıt Tarihi : 14.7.2010 09:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!