Müzeyyen Parlak Şiirleri - Şair Müzeyyen ...

Müzeyyen Parlak

Aklımda takılı durur
Çok işe yararı olur
Görenler şaşırır bakar
Aklımdaki at gözlüklerine

Bir noktaya bakmak isterim

Devamını Oku
Müzeyyen Parlak

Azap çiçeği ile aşkın kesişen yolunu gördüm.İstiyorum ki sizde bilin.Aslında ben aşkı bilmem, kimse öğretmedi bana.Azap çiçeğinide anlamam, anlatan olmadı bana.
Azap çiçeği yüreklerde biter ve meziyeti çoktur.Öyle hemen açmaz çiçekleri.İlk önce küçük bir tohum düşer yüreğe koca koca umutlarla.İsterizki açsın, yüreğimizde azap çiçeği,yüreğimizde güller.Fakat olmaz.Adının azap çiçeği olduğuna bakmayın.Her gönülde bitmez.Sevgi ister kararınca.İlgi ister yettiğince.
Azap çiçeğinin tohumu bir gönüle düşerde, düşdüğü gibi tohum halinde kalırsa vay o yüreğin sahibine.Kendi kendinden ürker.Sanar ki kalbi taşda bu yüzden kabul etmedi tohumu ve tohum yeşillenmedi.Anlamaz işte tohumun çaresizliğini.
Azap çiçeğinin tohumu bir gönüle düşerde yeşillenirse.Ah ne mutluluk.Sanılırki dünyalar onun oldu.Artık korkulacak bir şey yoktur.Tohum gönüle düşmüş yeşillenmiştir.Kıymetlisidir.Gören gözlerinden daha iyi bakar yeşil dallara,isterki çiçeğide açsın.Ama ne kadar zaman geçerse geçsin o hep aynı kalır.Ufak bir filiz halinde.O büyük mutluluk hüzne dönüşür.Sanki yüreğini bir bıçakla kesip tohumu öyle yerleştirmişlerdi ve kapanan yaradan ağır ağır filizlenmişti.Canı yanar.Çaresi yoktur.Yüreğinin ateşi ile o küçük filiz palazlanır.Hem canı yanar hemde yüreği.
Azap çiçeğinin tohumu bir gönüle düşerde yeşillenirse birde çiçeği açarsa.Hani beklenmeyen durumdu ya bu durum.Şaşkınlık uzanabildiği kadar uzağa ulaşır.Dua etmek için kısılan gözler açılır koca koca.Hani her gönülde bitmeyen çiçek varya işte o çiçek onun gönlünde dallanmıış budaklanmış ve çiçek açmıştı.Rengi umudun pembesi kokusu aşkın kokusu.Bu durum nasıl anlatılsın.Bu mutluluk nasıl anlatılsın.İlk kez yaşanıyordu bu analr.Daha öncesi yoktu ki bilinsin.Kimsede duyuymamıştıki kulaktan kulağa anlatılsın.Bir yüreğe azap çiçeğinin düşüyor,filizleniyor ve çiçek açıyor.Nasıl duyulmamıştı acaba? Bu muhteşem olay.
O da ne? Azap çiçeğinin tohumu bir gönüle düşüp, filizlenip çiçek açmıştı.Açmıştı açmasınada neden kurumuştu? Peki bu durumun adı neydi? O

Devamını Oku
Müzeyyen Parlak

Her sabah işe giderken bir sokaktan geçerim ve akşam eve dönüşümde aynı sokaktan olur.Bu sokak öyle bir sokak ki bizim buralardaki en simetrisi düzgün sokaktır.Sabahları aşağı doğru hızlı hızlı yürürken o uzak köşeyi görmek mutlu eder beni.Akşamları yaylana yaylana eve çıkarken sokağın diğer ucunda binaların arkasında eteklerinde oturduğumuz dağın zirvesi görünür.
Öyle bir sokak işte ama beni en çok sokağın çocukları etkileri.Öyle çok çocuk vardır ki orada bilinmez sanki nereden geldikleri.Diğer sokaklara inat gülüşürler çocuklar.Sessiz kalan sokakların birinden çıkı verir benim çocukluğumda.Anlamam nasıl gelmiştir buralara.Eteğime dolanır.Buluzumu çekiştirir.Koşarken düşer bacakları yaralanır.Hızla gelen bisiklete çarpar kolu kesilir.Güler oynar benim çocukluğum işte bu çocuklu sokakta.
Birde bakarım ki ağır ağır yürüdüğüm yol bitmiştir.Sokağın sonudur artık.Çocukluğuma bakarım bacaklarının yarası geçmiştir.Kolundaki kesik kanamıyor dur.Ben sokaktan uzaklaştıkça çocukluğumda benden uzaklaşıyordur.
Şen kahkaha sesleri uzaklaştıkça suskunluğum yaklaşıyordur.Çocuklu sokağı geride bırakınca yalnızlığım karşılıyordur beni.Bir sokak işte beni böyle mutlu ediyor.

Devamını Oku
Müzeyyen Parlak

Bu şehrin saçları beyazlamış
Barındıramaz artık beni
Tek kulağı sağır tek gözü kör
Görüp anlayamaz beni
Ne selamlarımı alır
Nede selam verir bana

Devamını Oku
Müzeyyen Parlak

Derin ve narin uykumdan
Bir çıtırtı uyandırdı beni
Ne kadar uzun uymuşum
Ne kadar hafifmiş uykum
Açtım gözlerimi
Çıtırtıyı aradım

Devamını Oku
Müzeyyen Parlak

Amca
Saçların dökülmüş tel tel
O saçlar mutluluktan mı,
Yoksa üzüntüden mi dökülmüş?

Amca

Devamını Oku
Müzeyyen Parlak

Kayıp olan şahıs aranmakta
Ne tür yerde kayıptır bilinmemekte
Bulunmak için gayreti yok
Yok belki vardır ama kayıp hala kayıptır

Oysa büyük bilirdi kendini,kayıp olan

Devamını Oku
Müzeyyen Parlak

Gölgeler altında kalamam ben
Pamuk ipliklerinden inşa olmuş bedenim
Yıkılırım

Sözlerin gölgesinde kalamam ben
Laf ebesi değilim darağacım zaten dar

Devamını Oku
Müzeyyen Parlak

Boyunca günaha batsam
Bu günahlar benim
Sen istersen emret
İstersen azap içinde yalvar
Bu günahlar benim
İnanki boğulmam

Devamını Oku
Müzeyyen Parlak

Yine ben geldim.Yine akşam oldu.Akşam olcakmıydı yoksa ben geldim diyemi oldu? Sorular ne güzel eğri yada doğru sorular.Yine yine diye tekrarladığımız zamanı sorularla bulmak.İki iki daha dört eder biliriz bunu yine de karşımızdakine sorarız iki iki daha dört etmez mi? Cevabı biliriz ve cevabı bilirler.
Maksadımızı bilmek isteriz.Maksadımıza doğru ilerleriz ama onun ne olduğunu bilmeyiz.Aslında maksadım yazmaktır.Ya bu cümlenin içerisindeki gizli gerçeklerim nelerdir? Yazmakla ne planlıyorum.
Çok mu karıştırıyorum,Genç yaşta bunamak mı benimkisi.Yoksa karışıklıktan istifade etmek mi? Dostlarımın yüzleri gözümden siliniyor mu? Dostlarımın yüzlerini gözlerimden siliyor muyum? Bir gizli gerçek daha mı var burda? Gözlerim.Gözlerim karanlığa mı gidiyor.
yine düşünüyorum sebepli yada sebepsiz öylesine yada böylesine.Düşünüyorum.Belki yinelemek için ama düşünüyorum.Galiba sadece bir düşünmeyi biliyorum ve yinelemeyi.
Konu az olsa gerek yoksa bu kadar yinelermiydim.

Devamını Oku