Kurumuş dereler, sararmış bayır,
Ev yerlerimizde kalmamış hayır.
Güz gelmiş gibiydi yemyeşil çayır,
Bülbülleri susmuş, güller gazelde.
Mayıs, Haziranda sanırsın halı,
Ben içli havaların
Çocuğuyum
Ben (Ana) doluyum.
Nafaka peşindeyiz
Gençler, ihtiyarlar,
Gelinler, kızlar,
Buğday tarlasında ekin biçerken,
Beşiği gölgedir benim anneme.
Günü tamam edip, akşam ederken,
Orağı sırdaştır benim anneme.
İneğini sağar, mayalar sütü.
Aradan geçen bunca zamanın,
Zorlukları yıldıramadı dostluğumuzu,
İçinde kaybolduğumuz hatıraların,
Zevkini yaşarken bulduk mutluluğumuzu.
Dostluklar kalıcıysa değer kazanır elbet.
Sımsıcak bir sevgi görmek istersen,
Bak görürsüm gülüm gülen gözlerde.
Başın sıkışıp da derde düşersen,
Sığınacak tek yer Gülen Gözlerde.
İpekten saçların, örülmüş örgün,
Cehaletle savaş yormasın seni,
Eserin olacak nesiller seli,
Bak sana ne diyor peygamber dili:
Mürekkebin kandan üstündür senin.*
Damarında Türklüğünün öz kanı,
Ormanda atılan silah sesinden,
Ceylan titrer, kuşlar uçar, darılır.
Koyun keçi ürker, gider peşinden,
Bulutlar savrulur, dağa sarılır.
Börtü böcek korkar, ses verir yankı,
Bazen geçmişten hatıralar
Sarınca yorgun bedenimi,
Her geçen gün bir şeyler çalar
Hepten kaybederim ben beni.
Günün gece olmaya görsün,
Sigaradan imdat umanlar,
Anlasın ki çok çok yanıldı.
Yalpa yapan kör dumanlar,
Her derde teselli sanıldı.
Yandı Dumanlı Veli yandı.
Ben neye aşığım deyim mi size,
Kalp gözüyle gören göze aşığım.
Arif olan anlar gerek yok söze
Tebessümle bakan yüze aşığım.
Kamil insan gerek halden bilecek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!