Bir bakışına nelere katlanmazdım,
Eskiden olsaydı eğer.
Şimdi;
Bardakların eski çam
Olmayacağı kadar kesin
Seni rüyalarda görmek,
En içten en derin sevgiyi,
Annemde gördüm annende gör.
Kazandığım onca bilgiyi,
Annemde gördüm annende gör.
Bilmez ne dargınlık ne mihnet,
Bir sabah erkenden uykulu halde
Gönlümü dolduran sendin öyle mi?
Ne ilçe bıraktın, ne de bir belde
Bul deyip gezdiren sendin öyle mi?
Soramadım güneş misin, ay mısın?
Sen, uğrunda ölen varsa vatansın.
Kucakla şehidi bağrında kalsın.
Yurduna kem gözle bakan utansın,
Kucakla şehidi bağrında kalsın.
Emanetti canlar kalmadı tende,
Sevda diye bir iş geldi başıma
İki kara göze kul oldum aha...
Yeni değmiş idim onbeş yaşıma
Gündüzlerim gece, del’ oldum aha.
İçimdeki yara gittikçe azar,
Dedim bugün gözlerin nemli
Seni bir üzen var besbelli.
Ne umuyordu neyi buldu?
Yanakları sarardı soldu,
“Ana” dedi Belgüzar,
Gözlerini yumdu.
Gönlüm seni nasıl eylesem şâdan?
Süzüldüm, inceldim, oldum zar gibi.
Bir yar isterim ki Kadir Mevla’dan,
Yandığım ateşe yağan kar gibi.
Deryayı bırakıp derede yüzdün,
Haksızlığa yoktur bende tahammül,
Çileyi gördüm ben, nefreti gördüm.
Şu kısa ömürden bezdi bu gönül,
Hileyi gördüm ben, külfeti gördüm.
Tutunduğum dallar elime geldi,
Öyle bir ömür yaşa ki,
Melekler seni kıskansın.
Üstünde gezdiğin toprak,
Renk renk güllerle kutlansın.
Hey erenler bakın görün safları
Kavaklar kurumuş narlar kül ufak.
Kırkdilim duymuşta olan gafları
Kayalar çatlamış yollar kül ufak.
Kızılırmak coşsa geçerim demiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!