Bu sabah bir çocuk gördüm parkta
Mutluydu, haziran sabahları gibiydi gülümsemesi
Uçurtmasını salmıştı mavi gökyüzüne
Kuyruğuna astığı umutlarla.
Yalnız kalma korkusunun çaresizliği
Yoktu gözlerinde
Sevindim, onu öyle görünce
Çilek kokulu bir ilkokul silgisinin
Ferahlığı geçti yüreğimden,
Ve geçtim sanki bir zaman tünelinden
Kendi çocukluğumun gri sokaklarına
Okul camlarına yapıştırılmış,
Elişi kağıtlarının arasında
Mutsuz bir çocuk yüzüydüm
Kimsenin farketmediği.
Defterlerime kenar süsü olsun diye,
Çiçekler çizerdim, yenik tırnaklarımla
Hayatı güzelleştirmek adına
Ama hayat benim çocukça çabalarıma
İnat, dalga geçer
Güzelleşmezdi bir türlü
İlk yenilgim oldu belki de bu.
Saklambaç oynayan çocukların arasından,
Gölge gibi geçerdim, kimse farketmezdi
Gözlerimdeki yağmur haritasını,
Cebimden hüzünler dökülürken.
Çok sonraları öğrenecektim
Hayatta hep sobelenenin aslında ben olduğumu.
Çamaşır suyu lekesi taşıyan karnem olmadı ama
Hayatta hep sınıfta kaldım, baba
Çünkü hayat bilgisi derslerde öğretildiği gibi değildi.
Bazı insanların maskeden ibaret olan yüzlerini
Görmemiştim henüz.
Hayatı dinlediğim masallar gibi sanıyordum.
İlk yanılgım oldu belki de bu.
Kirpiklerimde kuruyan gözyaşlarıyla
Büyüyen bir çocuktum.
Çok erken başlamak zorunda kalmıştım koşmaya,
Ve nefes nefese kalmıştım henüz yolun başında.
Canım çok yandı ama
Gene de bana bıraktığın mirasa
Sonuna kadar sahip çıktım baba.
Hiç çıkarmadım, ne aklımdan
Ne de yüreğimden
Terk edilmenin unutulmaz acısını.
Sana gene de teşekkür ederim baba,
Hayatımın kayıp hanesine attığın ilk çizik için.
Ve şimdi benden sana küçük bir hediye,
Kabul eder misin bilmem ama
Bu mutsuz çocuğun yitik günlüğü, aslında senin...
Kayıt Tarihi : 29.7.2007 20:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!