Kasabanın birinde yanyana yapılmış iki ev varmış. Her yerde böyle yanyana evler olur demeyin. Bu evler birbirinden öyle farklıymışlar ki, herkes şaşıp şaşıp kalıyormuş.
Bahçesinde çeşitli ağaçların, yemyeşil çimenlerin ve renk renk çiçeklerin bulunduğu evde, ''İyilik'' ve ''Sevgi'' adında iki kardeş yaşıyormuş. ''İyilik ve Sevgi'' birbiriyle çok iyi geçiniyorlarmış. Kalplerinde daima iyilik yapmak ve her şeyi, herkesi sevmek duygusu olduğu için, her şeye:''Ah, ne güzel, ne tatlı! diyerek seviniyorlarmış. Kimi görseler gülümsüyorlar, yardım ediyorlarmış. Herkes, dost olmak için hep onları arar sorar olmuş. Çocuklar bahçelerine gelerek neş'e dolduruyorlar, çiçekler bahçelerini güzelleştirmek için en parlak renkleriyle açıyor ve mis kokularını saçıyorlarmış. Güneş bile onların bahçesine doğuyor; onlar da güneşin aydınlatıp, ısıttığı salıncakta oturup sallanıyorlarmış.
Böyle herkesle dost olarak, güzellikler içinde yaşayarak mutlu olunmaz mı? ''İyilik ve Sevgi'' de çok mutluymuşlar. Mutluluklarını da bütün insanlarla, hayvanlarla, doğadaki her canlıyla paylaşıyorlarmış.
Yan bahçedeki evde de ''Nefret '' ve ''Kötülük'' adlı iki kardeş yaşıyorlarmış.
Bahçeleri, kurumuş otlar, taş ve toz toprakla kaplıymış. Kalpleri de, bahçeleri ve evleri gibi kapkara imiş. Bahçelerinde hiç çimen ve çiçek bulunmuyormuş. Ne zaman topraktan küçücük bir çimen, bir sevimli tomurcuk başını uzatsa, ''Kötülük ve Nefret'' hemen koşup onları yolup atıyormuş. Kedi, köpek ve kuşları azarlayıp, onlara taş atıyorlarmış. Böyle kötü ve sevgisiz oldukları için de hiç bir kuş, hiç bir kedi, köpek oraya uğramıyor, hemen kaçıyorlarmış. Çocuklar bile orayı görmemek için, hep ''İyilik ve Sevgi''nin bahçesinde oynuyorlarmış. Oysa, ''Nefret ve Kötülük'', kendileri mutlu olmadıkları ve kötü düşündükleri için hep hasta oluyorlarmış. Devamlı: ''Ah başım, ah kolum, ah bacağım çok ağrıyor.'' diye sızlanıyorlarmış.
Tabii, güneşsiz, kirli ve yeşilliksiz bir evde mutsuz yaşadıkları için gitgide daha da hastalanmışlar.
Yattıkları yerden kalkıp bir çorba, bir bardak su bile içemez hale gelmişler.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,