Duvarlarla çevrilmiş, musul mahpus hanesi.
Hasta olsan bakmazlar, yoktur hastahanesi
Mahpus hane hayatı, zordur arkadaş zordur.
Parmak lıklar ardında, insana değer yoktur.
Buranın ahvalını, ben anlatayım size.
Burdan kurtulmak için, dua eyleyin bize.
Sabahları erkenden çorba verirler bize.
Köpeğe versen yemez, şaka gelmezsin size.
Öğlende yemek gelir,adına mırık derler.
Burda kaşık bulunmaz, yemeği elle yerler.
Akşam yemeği gelir, bir patates bir ekmek.
Kimsenin karnı doymaz,ismi yinede yemek.
Gece saat dokuzda, gelir bizi sayarlar.
Demir'den kapuları, üstümüze kaparlar.
Kovuşta yatıyoruz, sira sira yan yana.
Kovuşumuz benziyor, aynen bir kabrıstana.
Kayıt Tarihi : 20.3.2006 10:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiiride yine Irakta tutuklu iken yazdım.Burada mahpushane ha yatını anlatıyorum.Kaldığımız ceza evi osmanlılardan kalma bir bina idi bize anlattıklarına göre osmanlıların at tavlası imiş biz orada yerde yatardık ve binanın etrafı duvar örülmuştu kuş bile uçup gidemezdi. Bize yemek verirlerdi kaşık yok araplar yemeği elle yerlerdi şimdi bilmiyorum yine ellemi yiyorlar.benim ençok ilgimi çeken sabah kahvaltıda çorba gelirdi çorbayı dahi elle yerlerdi.ben yattığım sürede hiç çorba içemedim çünkü çorbayı elle yemesini öğrenemedim. İşin aslı yanı şiirle anlattıklarımın hepsi yaşanmıştır.sevgiler saygılar. Abdulkadır azaklı

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!