Mustafa Zincirkiran Şiirleri - Şair Must ...

Nerden geldik, niye? Sonumuz nere, nasıl?
Bir bilene sormaktan, sanma ki vaz geçerim.
Her şey düzen içinde, merak burada asıl
Buna kafa yormaktan, sanma ki vaz geçerim.

Kur’an’daki ayetler? Ne diyor biz kullara

Dokuzyüzondörttü, tipide karda
Doksanbin askeri al Sarıkamış.
Nasıl da kalmıştı Mehmetcik darda
Acı haber saldın bol Sarıkamış.

Allahuekber’di dağların adı

Türk tarihi hem zafer hem acıyla doludur
Doksan bin askerimiz dondu Sarıkamış’ta.
Hücum emri verildi uyan emir kuludur
Donan sayı değildi ‘can’dı Sarıkamış’ta.

Dondurucu soğukta can yaktı tipi boran

Seher vakti hava açık vakit hoş
İnsan o vakitte huzur soluyor.
Beden zinde zihin açık gönül boş
Usta gönüllere ilham doluyor.

Doğuya bakınca sakin gökyüzü

(Fasl-ı Muhabbet şiiri)

İnancım öyle ki şehitler için
Din için canını verenler ölmez.
Küffar karşısında nasıl ne biçim
Kale gibi dimdik duranlar ölmez.

İçinde Türk yoksa tarih mi olur
Türkler olunca hak yerini bulur
Savaşlarda şehit olmak umulur
….Ölürsem şehidim kalırsam gazi
….Türklerin tarihten silinmez izi.

Allah’a şükür ki kavuştuk sana
Sefalar getirdin Şehr-i Ramazan.
Rabbim nasip eyle mü’min insana
Sefalar getirdin Şehr-i Ramazan.

Oruçla huzurlu başlanır güne

Yurdumun başkenti millete gurur
Tarihler böylece yazsın Ankara.
Milletin sevgisi kâlplerde durur
Gönülde duyulan ‘haz’sın Ankara.

Kalendeki Bayrak şehit kanından

(Şair Mevlüt Eşgünoğlu’nun şiirine nazîre)

Beytullah olan Kâbe güzel şehir Mekke’de
Orada ‘Lebbeyk” derken coşarım senin için.
Zikredilir günbegün cami mescit tekke’de
Nefis denen engeli aşarım senin için.

(Fasl-ı Muhabbet şiiri)

Yaşanan aşklar bana, hayatımda ders verdi
Hepsinden ayrı ayrı ibretler alıyorum.
Bazısı çok etkiler, dertlenirim o ‘derd’i
Sonra kendime gelip, geçmişe dalıyorum.