Mustafa Yüceer Şiirleri - Şair Mustafa Y ...

0

TAKİPÇİ

08.07.1984 yılında Ankara vilayetinin Kızılcahamam ilçesinde dünyaya teşrif eyledi. Çocukluğu Çamlıdere sokaklarında hayatın acımasızlığını sorgularken ok atarak, misket oynayarak ve bahçelerden ağaç dokuyarak geçti. Kavgaları ise acının tatlısı olarak düşüldü tarihin kemikten belgelerine… İlköğretimde; sırada birinci, sözde ikinci, özde üçüncüydü. Belki de okulu görmezden gelen sıra dışılığın ötesinde gereksiz bir öğrenciydi. Kelam-ı kadîm-i öğrenirken çalışkan ama dayak yemeye alışmış, Arap dilinde celallenmiş, Belagat-i Osmaniye’nin sınırlar ...

Mustafa Yüceer

Hüzzama çalan serzeniş -harf ve korku-
Dağların üstünden aşağı inen gözlerini kapattıktan sonra bir daha açmayacağını bilen kuşlar sana doğru koşmaya başladılar. Bu başlangıç bitmesin diye bütün dağ yerle bir edildi sana dökülecek gözyaşlarında. Dağların bu hırçınlığına inat, denizlerin sessizliği ile gücünü gösterdi bütün yalnızlıklar. Ovalar bu güç karşısında kendinden geçerek, kumlarını attı kâinata…
Senin açılmayan gözlerinin devası olarak sunulan hasretin ağusu içildikçe, körleşmeye başladı gözler. Gönlün açılış kapısına varılınca, kapanacağı aşikârdı gözlerin. Daha nelerden geçmedi ki küçük ayaklar. Ve ellerin birbiri ile vuslatı adına heba edilen onca dağ, onca söz, mum ışıklarında asıldı kaldı. Pervanesin şimdi sen Ey Yağmur Cıvıltısı…
Sahillerde saklanmış kum tepelerini toplayan ovaların, kendini bu depreniş sahnesinde çıldırasıya paralaması üzerine bir bir intihar etti şarapnel yürekli gözler. Bu intiharın tek failinin senin olduğunu haykırsa da bütün kâinat, senin olmadığını haykıran tek kişi vardı. Aşkın intiharında bile senin oluşunu, senden bir parçanın bu intihara yıldırımlar çaktığını düşünmedi. Nasıl düşünsün ki…
Fırtınaların baş gösterdiği anlarda, denizin sessizliğinden arınması ile hüzzam bir türküyü terennüm eyleyen ebabil yüreği, devretti sessizliğini… Sonra Mamut bahtsızlığına yakalanan bütün gönüller, senin üzerine yeminler ettiler. Mehlika Sultanın âşıkları bile vazgeçerek sana doğru koşmaya başladılar Ey Yağmur Cıvıltısı…
Efsaneleşeceğine dair konuşmalar, dedikodular düzenlenirken, senin asil gidişinin protestosu sardı Paris sokaklarını. Bu gidişin, gelişinin ise olmayacağını haykırıyordu Babil şehrinin izbeliği. Aşk ülkesinin gecesinde, sabaha 3 varken, gözlerinin son bir defa bakma ihtimaline adanmıştı İsmail’ce gönüller! Ki buna hüznün eklenmesi yangını körükleyen en basit neden olarak tarihe geçti. Bu tarihin, gözlerini açacağın güne kadar silinmeyeceğini, şerh eyledi kırlangıçlar familyası…

Devamını Oku
Mustafa Yüceer

Tökezledim diyedir varlığımda
yokluğumun pazarlığını yaptılar
Unuttuklarını hatırlatayım:
bu aşk bazarı benim
Çoktan hak ettiler aslında onlar azarı
Zeus Baba

Devamını Oku
Mustafa Yüceer

Masallara yumruk atan zamparalıklardan
Başkalarına ipotek edilmiş yağdanlıklardan
Mücerred olmuş bütün faili meçhullere talibim
Yanıma gelsin öksüz çocukluğum
Ve yetim aylığımı sana bırakıyorum
Kaçış gerek iklimlere ve kopuş ve yok oluş

Devamını Oku
Mustafa Yüceer

Ay ile duvak tutuştukça
yanmasını bekler
Soba kalktıkça tedavülden
girer sobaya odun niyetine anne

Ki sabaha doğru yolculuk

Devamını Oku
Mustafa Yüceer

vefa sokağı kısrak koklayışı
veya kılıksız kertenkele
velev toprak üzengisini yitirmiş
vesair dişlilerini çakıyor
vema erselna ke illla
veraset üzerine çekilmiş çentik

Devamını Oku
Mustafa Yüceer

Ben aşık: tümsek yolların kaygan çamuru
ve aşka bir yeni müceddit
Sen maşuk: masallar ülkesinden kaçırılmış
ECE(: ıslak gecelerin soğuk ve azgın düşü)
kardelenin eşsiz temaşası
sesimi kısan bir diktatör edasıyla

Devamını Oku
Mustafa Yüceer

Ağaç yaş iken eğilir diyorlar
Bizi kurutamadılar hep yaş kaldık. iştE
o yüzden boynumuz hep eğri kalmıştır
Damlaya damlaya göl olur demişler
hep damladık ama hiçbir çölü kurutamadık
Su uyur düşman uyumaz diyorlar: Dostlarımız

Devamını Oku
Mustafa Yüceer

züleyma bir bardaktan dökerken
üstünü açar gökler ve çıplakça
len tenelül birre diyerek
eskitilmiş yokluklara
yıllanmış saydamca damlalar
mu? tularyn sağanaklanışı

Devamını Oku
Mustafa Yüceer

Zahmete merdivenler
Çıkışlar meşakketlere
Sabır kolyesi yafta
Çile çeşmesi iki yüzlü
Araf koylarına akar

Devamını Oku
Mustafa Yüceer

Belki de: yoktur yok yere ağlamak
Aşkın tüzesinde. Ya da:
Ağlatmak vardır töresinde. Her
Yağmur damlasının sesi: Bir
Hüzün divanıdır güzellerin gözünde
Her:Ağla-t-ma-nın bedeli karşılığı

Devamını Oku