Bu akşam son umudum, rüzgârlarla uçup gitti
Söz bitti sevgi bitti, yaşanacak günler bitti
Renk sarhoşluğunda kaybolurken,
bu kentin dorukları,
dolaşır mı hüzün rüzgârları saçlarınızda…
Anımsar mısınız günahkâr anılarınızı
geçmiş yıllara başkaldırarak.
Bir pişmanlık çırpınır mı yüreğinizde?
Umutlarınız karardıkça
özlemleriniz mi yanar sokak lambalarında…
Herkes evine çekildiğinde
bir şeyler kaybolur mu içinizde
anlatamadığınız…
Kaç kez aldatıldınız
alın yazınızla bile…
Kaç mevsim kaç yıl beklediniz de duraklarda,
Tanımadığınız, ama ölesiye sevdiğiniz
o acımasız sevgili
bir kez olsun geldi mi?
Sever miydiniz yağmur sonralarında
toprak kokusunu?
Uğurunuz var mıydı sayılardan
veya renklerden...
Tanrıdan dilediğiniz oldu mu?
Zamanın durdurulmasını
Ve güneşin battığı yerden
yeniden doğdurulmasını…
Yüreğinizde yorgun adımlar
düşüncelerinizde ırak bir yolculuk mu başladı…
Her gün biraz daha azalan yaşam süresinden,
aksine artan acı ve kederden
ürperip korkuyor musunuz?
Şarkılar en tatlı ve en umulmadık yerde bitiyor
dinleyip duyuyor musunuz?
1960/ANKARA
Bir tutam umudumla, günü güne eklerim
Yıllar yılı gelmeyen, bir sevgili beklerim
Umarsızım bilirim, boşuna emeklerim
Yıllar yılı gelmeyen, bir sevgili beklerim
Güz yelleridir şimdi, gönül bahçemde esen
Kara önlüğünün üstünde
ak bir yaka…
Bal rengi saçlarında
mavi bir kordela…
Bir kız vardı
şimdi çok çook uzaklarda…
Adı kuşkulu belleğimde
ama hala kulaklarımda durur sesi…
Sahi soyadı neydi?
Ders aralarında neler neler konuşurduk?
Unuttum şimdi…
Uzun uzun konuşurken
o minik beyaz elleri
önlüğümün düğmelerini bir bir çözer
sonra bir bir yeniden ilikledi..
Gözleri pırıl pırıl
dişleri kardan daha ak
nasılda güzel gülerdi…
O ilkokullu günlerimiz
ne güzel günlerdi
Bir kutsal bağdı aramasızdaki…
Asla düşünmezdik
ne bir cinsellik
ne kişisel bir çıkar.
Küçücük yüreklerimizde ortak sevi
Tertemiz!
Kocaman!
Evren kadar!
Sen;
Uzak kentlerin yalnız akşamlarında,
İçin için yanan,
Öksüz sokak lambalarında,
Bitmez tükenmez bir özlemsin…
Karaları giysin ay, yıldızlar yasa dalsın
Gideceksen git artık, gözyaşım saklı kalsın
Bu gece tüm çalgılar, saba ve hüzzam çalsın
Gideceksen git artık, gözyaşım saklı kalsın
2004/Haziran ANKARA
Esen yelde bir dağ başı türküsü,
Sızım sızım ayrılığın acısını dokuyor…
Sessizce inivermiş ötelerden bir akşam,
Akşamda özlem,
Kıyılarda yine yosun kokuyor.
Gün batıyor tepelerden,dans ediyor renkler sarhoş
Fısıldaşıyor dalgalar, kıyılar sesiz sakin boş
Akşam güzel şarkı güzel, dünya güzel yaşam ne hoş
Eline bendiri almış, çalıp söylemekte Fatoş
Mutlu yorgun esen rüzgar, saçına takılıp kalmış
Düşümde olsa bile bir gün,
Bir yağmur sonrasında,
Gökkuşağına ulaşacağım.
Kutsal bulutların,
Gözyaşlarıyla yıkanmış,
Kuşların ötüşleri, tıpki çığlık biçimi
Ağıt gibi her akşam, parçalıyor içimi
Ayrılığı istedin, sen yaptın bu seçimi
Ağıt gibi her akşam, parçalıyor içimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!