Sen yanardağ lavlarında
Papatya toplarken
Çiğdemler kaldı
Köy çocuklarında
Kuzular otladı bulutlarda
Sen hep aradın
Başında oturunca olur mu
Olacaksa olur, olmayacaksa olmaz
Ama olacaksa da illâ başında olur
Bilgelik işte bu taşa bağlı
Bilge bu başa bağlı
Yıllar yürüsen bile
Kabarmak ve coşmak çöllerde
Fırtınalar kopmak balıkta
Deli dalgalar körpe dallarıma çarpıp durmakta
Aşılmaz dağlar sanki sarp ve dik
Yok mu iğne ucu bir ışık
Zerre asudelik
Bulutları Kirletme
Ak galalar,
Süt beyaz güvercinler,
Simurg olmak elbet kolay değil,
Kışın sonu ne olsa bahar.
Hermes kükredi mi bir
Meyveler çocuk balonlarına döner
Kalmaz geriye bir şey, söner güneşler
Denize teslim olur varlar
İçtenlik ve pişmanlıkla
Titreşir ve yuvarlanır koca kütükler
Daralda ateşböcekleri türer
Çamlar hışırdar
Kılıçlar şakırdar
Bir çam selviyim bir de derinler
Hasret ve köklerim derinler
Bütün köşeler tutuk ve çıkmaz
Bir nefes bile mutlak uçmaz
Sana hazırladığımız gösteriden gör bak
Ateş dağları yanacak, madenler eriyecek
Ayaklar kayacak, azdan azı tutunacak
Peki ya öteler tılsımındaki
Düğün Yakın
Tanrı Dağlarında süzülmek,
İdrislerle merhabalaşmak,
Ulvilerle halvet olmak.
Fiten kitapları okuyorum kaç asırdır,
Hayra alamet mi hep gördüğüm bu kara çatılar,
Koca bulutlar sel olmuş üstüme akıyorlar ufuktan
Peki Ebu Zer mi edecek beni bunca kâbuslar,
Saklan, örtün, çıkma dışarı sakın
Gazze’yim Ben
Fide benlik atıyor
Kara ufku nasıl da yarıyor
Bu olsa gerek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!