Bütün binalar sırılsıklam oldu
Sokakları bembeyaz sis kapladı
Kütahyanın,
Kütahyamızın dağlarında,
Aynı soğuk rüzgarlar esiyor esmerimsi...
Siyah montum beni sen gibi ısıtmıyor
Gidişime nefretin yoldaşlık edecekse
Onu basar bağrıma bedelini öderim
Sözümü unutmadım hayatı yakalayıp
Ya onunla beraber ya tek elle dönerim
Üstüme sensizliğin isi kokusu siner
Sözüm geçmedi yıllara
Belki diye yola düştüm
Aldırmam yağan yağmura
Ben zaten herşeye küstüm
Karanlığın gölgesinde
Suskun bir vadidir sensizlik
Çorak topraklı ağaçsız,yeşilsiz
Katmer katmer taşları
Acılar merdiveni
Çığlıklar atan bir bebek gibi kucaksız
Kuruyan bir mezar
Bir adam gördüm
Gün batarken bugün
Tırmanan toprak patikanın sonunda
Uçurumun kenarında
Darmadağan uçuşuyordu saçları
Uzun paltosunu kanatlandırıyordu rüzgar
Adı yanlızlık olmuş lanet olası hissin
Kimse anlatamamış eşdeğer azabını
Devası bulunmamış yeryüzünden silinsin
Çokları kovamamış, kesmemiş hesabını
Doldurur odaları sesli kalp atışları
Adem le Havva dan başlayıp,
Bugünlere getirdik hayat oyununu
Adı sevgiydi
Maksat büyük seyirciyi mutlu etmek
Başroldeki oyuncuya uymak
Kitaptaki kuralları uygulamaktı
Yoksullaşan mavi birazdan dönüşür karanlığa
Güneş başka kıtalara gider
Başka sevdaları aydınlatmaya
Öksüz kalmış duygularım çıkar su yüzüne
Böceklerin ağıtları eşliğinde kabarır ilhamlarım
Akşam doğasının ürkek kokusu uysallaştırır acılarımı
Ellerinde valizleri görünce,
Komşuları demiştir
-Ohh be! kurtulduk şu soğuk adamdan
Ardından sokak lambaları
-Ayyaş ne olacak,
-Bize tosladığın gibi,
Aslında beni çok çok seviyorsun
Fakat ben bunu bilmiyorum
Biliyor musun?
Bunu bilmemek ne acı...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!