Mustafa Suphi, (soyadı Yeşilyurt) Dergilerde çıkan bazı ürünlerinde Suna Yurt ve Orhan Gökçe imzalarını kullandı.
Gazeteci, yazar ve editör olarak yaklaşık on yıl çalıştı. Bir süre sinema ve televizyon sektöründe senarist, oyuncu ve yönetmen yardımcısı olarak yer aldı. “Açım” adli ilk şiirini Tribün gazetesinde (Ordu 1987) , sonraki ürünlerini birçok kültür sanat dergisinde ve gazetelerde yayınladı.
İnsancıl Dergisi'nin kurucuları arasında yer aldı. Ayrıca merkezi Duisburg’da bulunan Kiebitz Kültür Merkezinin yayınlamış olduğu “DERGİ” ...
Kehribar sarısı zahter* yalnızlığı bu kent
Neden apansız bastırıyor karanlık
Sokaklar öksüz adamlar, yosma kadınlar oluyor
Teğet geçti yaşamdan uluorta bir saksı
Gölgem isyanda, sabrım ayazdayken
- Bu siirimi yasamimda cok onemli yeri olan benim degerli sair dostum Mine Ozdemirtas' a ve elbette O' nunla yolumun kesismesini saglayan degerli sair kardesim Alparslan Colakoglu'na ithaf ediyorum.
Kayboldu ezgi
aldim payimi topraktan
elveda sozcugu aciz
merhabalar ki zaten merhametsiz
Kimsesiz bir kent gibiydim.
Batık geminin gölgesinde
Dalgalar vurur yüreğime.
arabım
Sevgilim ölüm mü düşlerine giren
Can pazarında tırpanlanırken ömrümüz?
Şehremini’de uyandım
Bacalar tütmeden önce
Dar sokağın en eski dilencisi yola koyulmadan
Hadi bir deniz getir bana
Hadi bir de rüzgar diyelim kimsesiz yağmurla gelen
Biz kimdik Naciye
Hangi yara kanayıp kanayıp duruyor belleğimizde.
Hani ne çok trenler gelmişti bu kente Naciye
Her aşkın bir maktulü var sevgilim
Her mahallenin bir delisi
Her sevişmede biraz daha büyüyorsa niçinlerimiz kanayarak,
Çok bilinmeyenli denklemlerse ardıç kokulu sabahlarımız
Ne çıkar ezilmişse çiçekler dağın öte yanında?
kırılgan simli aynalardaki hüzünlü yüzün
dönülmez bir Afrika yolculuğunda şimdi
Kaç uçurumdan kaç kalyondan geçti bu yürek
annemdi göbek deliğinden kan veren yaşayayım diye.
Sevgilim ki öptüm diye dudağını gebe kaldığını sanır bir şiire.
Ben şimdi seni ağlıyorum cehennemim nerede
Ay ışığı kayboldu gecenin sözlüğünde
anlam veremedim gidişine nehirlerin
kuşlar nerede
Akasyalar beyaza durduğunda
eğilip su veriyorum saksılara
Ben kadınlarımdan öğrendim şiir yazmayı
Ki İsa eskil sevda paradoksallarında
Ayak yolunda düşürmüş takma dişlerini
Rektifiye edilmiş aşkı rediflerken
Gelincikler topladım Bingöl'ün dağlarından
Ne çok kapılardan
Ne çok yalnızlıklardan döndüm
Kederim olmuş yaseminler
Kır çiçeklerine tutunuşum ondandır
Hangi kavimlerden geldim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!