Güneş engin ufukta inerken perde,perde
Uğrattın sevgilim sen beni böyle derde
Akşamın ışıkları solarkan derelerde
Bütün gönlüm şad olur seni gördüğüm yerde.
Artık karardı sular,kapladı karanlıklar
Sessizce geçtimde sokağından
Sen duymadın
Hayalimde yüzün,ismini andım
Kulağın çınlar diye
Sen duymadın
Kaç kez geçtim sokağından,bilmiyorum
Kurşun gibi ağır kararmış ufuklar
Benimle birlikte ağlamakta bulutlar
Martıların çığlıklarına karışmakta hıçkırıklarım
Damla,damla denize karışıyor göz yaşlarım
Hani temmuz akşamlarında seninle
Yuvalarına dönüşünü seyrederdik kuşların
Ellerimiz birbirine kenetlenmiş
Ellerimizde atardı kalplerimiz
Batan güneşe inat, güneşim olurdu gözlerin
Susarak konuşurduk saatlerce
Basamak, basamak çıkarken bu merdivenlerden
İnişi vardır bir gün elbet bilirim
Sonsuz bir yola doğru uzanırken yalnız
Susar sular kapanır perde, perde zaman
Bitmeyen bir akşam başlar ufuklardan
Bir hayal kalır nakış, nakış işlenmiş zamana
Bir hayal perdesindeyiz hepimiz
Bir oyun salonu dünya
Yalan tüm sözcükler
Sahte hep gülücükler
Yalan tüm aşklar
Bir maske ardında yüzler
Arama beni, arama artık
Çoktan sildim sana ait her şeyi
O ölmez sandığım sevdamız var ya
O da intihar etti bir gece ansızın
Çoktan toprağa verdik onu
Senden kalan resim, mektup ve dudak izlerini
Bir garip his var içimde
Anlatamadığım
Ağlamak istiyorum
Yaş gelmiyor gözümden
Anlatmak istiyorum
Kelimeler yetmiyor
Gözlerinde rehin kaldı gözlerim
O meftunu olduğum gözlerinde
Kirpiklerine asılı kaldı sevdam
Sesin mavzer gibi vurur yüreğimden.
Lügatin bittiği noktadayım artık
Nasıl söylenir bilmem sevda kelimesiz
Üşüyorum
Yüreğim ayazda sensiz
Gözlerinin sıcaklığını arıyorum
Temmuz güneşi gibi sımsıcak
Yüreğimi tutmanı özlüyorum
yüreğimi ısıtmanı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!