Ölümlerle diriltiyorum hayatı
Ölümü yaşatıyorum
Hayatın koynunda
Ölünce yaşamak için
Yaşarken ölmek gerek
Ölümler doğuruyorum her sabah
Kahreden sessizlik
Sonu gelmeyen feryatlar
Yıpranmış yarınlar
Tekdüze hayatlar
Anlamsızlığın hikâyeleri
Gözlerim bir noktaya daldığında,
Kalbim hızlı hızlı çarpar, bilmem nedendir?...
Yüreğimde şimşekler çakar,
Duygu ve düşüncelerim bulanır birden...
Gözlerim buğulanır puslu bir cam gibi,
Dudak büktürür, içimden gelen derin bir hüzün,
Ey benim yitik sevdam
Ey gökteki hiç durmaksızın kayan yıldızım
Ey etrafını devamlı duman bürüyen dağların doruğu
Ey uğruna sevgiyi yollara serdiğim sevgili
Ey çatlamış dudağımdan dökülen iki kelimem
Ey yokluğunda boşalan garip yanım
cürümlerin en büyüğü kalemle gelendir bazen
aldırmazsın, alıp koynunda saklarsın yine de sen
neden diye sormazsın, çünkü benden gelmiştir gelen
dağarcığımdaki kelimeler senden gelir hece hece
onulmaz dertlere gebedir sensiz her gece
Yüreğim sancılara gömülmüş
Gürbüz bir doğumu müjdeler gibi
Ümitleniyorum seviniyorum
Uzun zaman geçti
Yeni bir sevgi doğurmayalı
Yeni bir duygu
Yüreğim üşüyor
Zihnim titriyor
Duygularım ayaz kesti
Düşünceme lapa lapa kar yağıyor
Yollarım kapanmaya yüz tuttu
Aslına bakarsan
Hiçbir şey yazmış sayılmam
Sana ve bana
Ve de hayata dair
Henüz nabza dokunduğumu söyleyemem
Mısralarım her zaman
Artık geçmez oldu önümden kervanlar
Beklemeklerim son bulmaz bunu bil
Sevdanın gözlerinde bir damla yaş
Benim ellerim gözlerini kaybetmiş
Dağların doruğunda alçaldım ben
Gördüm
Bir bakışlık da olsa
Gördüm yüreğini
Henüz dalamasam da
Derinlere inemesem de
Kapısından bakmasını bildim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!