Mustafa Köfteci Şiirleri - Şair Mustafa ...

Her gece
Yarım kalır şiirlerim
Ne zaman kitap okumaya başlasam
Sayfaların arasına ayraç koyarım
Uyandığımda
Nerede kaldığımı hatırlamam yeniden başlarım

Bir zamanlar küsmüştüm şiire söze Tat vermezdi gönlüme yazılmış dize Oturmamıştık seninle bir kez diz dize Bir sonbaharda geldin yeniden doğdum Temmuz ayıydı geldik senle yan yana Kucak açtık özlenilen sevdaya Dualar ederim yüce mevlaya Sen girdin dünyama yeniden doğdum Yıllardır beklenen özlenen sensin On temmuz akşamında sevgiyi verdin Beklenmedik bir anda gönlüme girdin Sen geldin hayatıma yeniden doğdum Sebebi varlığım artık sen oldun Melisa’da o güzele vuruldum Ben gönüllü bu sevdaya kul oldum Sen geldin gönlüme yeniden doğdum... 03/01/2011 Ya Tabe mlogo volim

Bir ihtilal patlar gözlerimde
Her yerimi esir almış bakışın
Süngü gibi parlıyor ay ışığında
Çakmak çakmak yeşile çalan gözlerim

Yeşil gözlü bir rüyasın İçimdeki coşkun fırtınalı denizde Nazlı bir deniz kızısın Denizlerimde büyüttüğüm Zerrenin ummanda kaybolması gibi Yeşil gözlerinde kayboldum bende Bir yakamoz gibi ışıdın alaca karanlığımda Bendeyse yaşanıverdi o an Güneş ve ay Belkide akıl tutulması Görüyor musun rüzgarın ıslığı ötmüyor Yaşama sevinci bitmiş her şeyin Boğuk seslenmekte azrail Yakın diyarlardan İçime düşürür ölümün korkusunu Duyuyorum bak ayak tıpırtısını Gözlerin düşürdü beni falezlerden Duygularımın her yeri kırık Kör bir karanlık sensizlik Gözlerimde suskun çaresizlik Güzel bir rüya de yaşadıklarım Baharda cennetten iremler aksın sokaklara Kucak açıyorum sevdana Hasretim Tahliye bekleyen mahpus özlemiyle sana... ya tabe mlogo volim 09/07/2011

Sen olmayınca unuttum sevmeleri Sen olmayınca unuttum mayısta öpüşmeleri Aklımda sevdaya dair Bir sen Birde karagözlerin Burnumda sadece senin güzel kokun var, Nasıl bir aşk yaşadığımız İkimiz aslında masum bir günahız İstemeden başka yerlerde sürgün aşkımız Sende çeyrek asırlık bir sevda Bende zorunlu kelebek ömürlü bir aşk, Sen hiç terkedilen olmadın Vazgeçilmez oldun yanağı gamzelim Benimki kaderimle kör bir sevişme ölümüne Diri diri gömüldüm Kör karanlıkta sensizliğe ağladım, Sevdan bir kor içimde sönmeyen Özlem yanığı kokuyor her yanım buram buram Gece karagözlerinde demlendim delice Yüreğimde kök salan Bedenimde tomurcuklanan Yasemin çiçeklerini özledim, Ayrılsak da yüreğinin saraylarında yaşat beni Ben en nadide yerimde yaşatıyorum seni Kanayan yaralarımı azrail okşarken şevkle Sevgiyle dokunan ellerinde guslettir bedenimi, Ayrılıklar katran karası zehrini kusarken bedenime Bende yaseminlerle sende ölüyorum, El ele tutuştuğumuz Mutlu olduğumuz Ayazma tepelerinde Ruhum ayakta seni bekleyeceğim Yusuf’un dilinde Züleyha Benim dilimde sen olacaksın... Ya tabe mlogo volim 14/06/2011

Orası İstanbul’un balkonu Yudum yudum Nefes nefes Mutluluğu tattığım tek yer Şimdi donmuş mazi gözlerimde Seni yaşıyor Ayazma caddesinde ayak izlerimiz Orası yakacık Orası melisa Merdiven başında sarıldım Buram buram kokan ceylanıma Böyle biran yaşanırmı ki bilmem bir daha Affet ikimizide yakacık Layık olamadım ben sevdamıza Pendik tersanesinin ışıklarını seyrettik elele İşte şu tarafta diyerek evini gösterdin Gecenin neminde Dudaklarımız buluştu sokaklarda Nemli nemli Mutluluk göz yaşlarımız sel oldu Bizden az sevenleri alma koynuna Bizim kadar sevenler barınsın Tarihi çınar altında... 12/01/2011 Ya tabe mlogo volim

Uykusuz seni arıyor
Gecelere dost gözlerim
Bir gece yarısı yine
Ölümlere götürecek mermi çekirdeği gibisin
Olmayan zavallı beynimde,

Yalnızım bu gün yapayalnız
Hele akşamın yalnızlığı bir başka
Hücre gibi olur odan
Hangi ısınma aracı olursa olsun
İliklerin buz keser
Bir dostun nasılsın demesini beklersin

İçimdeki sonbaharda
Senle kurduğum düşlerim
Dallarına sıkıca sarılsa da
Yaprak yaprak yerlere düşüyor

Sıradan bir çocuk olarak doğmuşum
Çokça çocuk gibi yaşadım o günleri
Baharlarda uçurtma uçurdum
Misket oynadım sokaklarda
Fırıldak çevirdim
Çember döndürdüm