muslukları akmayan şehirde
göğsünde sakladığın şeyden dök avuçlarıma
usulca gel, arkadan
katilligin sanındandır arkadan gelmek
kravatını tak, kimligini üzerine al
sapkanı unutma
iyi vatandas olmanın
tüm sartlarını tasıyor olmanın
sen
yazın kar, kısın baharsın
dünyanın en tatlı zehiri, çeliskisi
gözlerinle konusur agzınla aglarsın
her seyin bir tadı var
senin de
kursunlar el altında bir yerde dursun
kütüklükte bir atımlık sevda daha kaldı
insanlar birbirlerini yüreklerinden vursun
silahımın namlusu gül kusmaktan usandı
uyandırın öfkeleri kudursun
söyleyin anama ölecek çocuklar dogursun
gül bezenmis diken üzre can üzre
gün gün en bakir yerim kanar
kıl ve kılıç cambazıyım
a dostlar
1984
bir rüya ki bin yarayı kanatır
ölmeyi ögrendim yine bu gece
-Yasar Kaplan içinyara
gür, kan, kabzada dost eli
yüregime, hatırıma, hatırama
buyruga pür-teslim bir bıçak gibi
dokunun bana
benim Nil’le gelen çocuk
yine aklım ağrıyor,
yaşamak bir dağ gibi kalbimin dört köşesinde dört mevsim hüzün sürüyor,
oraya umut düştü o da ağlıyor..
içimdeki kör kütük sarhoş her akşam beni içmekte,
paha biçemedigim
duygularımı meze tabağında görmek beni ürkütüyor ya,
-nil’e
çıplak ayaklarınla
çigne üzüm baslı çocukların ülkesini
bastan basa doldur cigerlerine bir tih havası
sonra var gücünle koy ver nefesini
ölüler ülkesine duyur ey uzun sevda
-elifaksamı
kıyamet
sabahı basü badel-mevt bilirler
bu erler
gecenin koynuna
kabre girer gibi girerler
Mustafa hoca'nın zirve şiirlerinden biri olan bu yapıt, ruhumuzu buradan çok uzaklara götüren ve aynı oranda kendine tutsak eden bir şiir...
yüreğine sağlık hocam...tek kelime ile harika