Kanadı kırık sevgilerin
Uçamıyor aşklara
Gittikçe artan ayrılıklar
Derinleştiriyor yaraları
Kuruyan göllerin
Korkusu sarmış kurbağaları
Gecenin yalnızlığını yükleyerek sırtıma
Güneş çekip gitti gene
Dort duvar bir oda bir de ben
Boğuşuyorum dertlerimle
Bazan tanrı bazan şeytanla oluyorum
Şeytan sırıtıyor yakarırken tanrıya
Papatyalar fal bakarken değil
Saçlarına takılınca güzel
Şeftali çiçekleri yüzlüm
Sende toplanmış baharin güzellikleri
Gelincikler açmış dudaklarında
Soldurmadan yaz güneşleri
Guguklu saat ötüyor gene
Bilmiyorum ki neyin habercisi
Belki bir doğumu muştuluyordur
Belki de bir ölümün habercisi
Kader durmadan örüyor ağlarını
Saatin günahı ne.
Bir tarih canlandı önümde
Gözlerim benim değil şimdi
Düşüncelerim benim değil
Kül halinde benliğim
Başka alemde
Şuh kahkahalar geliyor kulaklarıma
Ben bir çınar ağacıyım
Tanıklığına zamanın
Güzelliğine ve de
Acımasızlığına insanın
Kendini bilmezliğin
Kurşunları saklı gövdemde
Ben şarkı söylemesini bilmem çocuk
Sus küçüğün diyerek
Daha çocukken susturmuşlar
Kuşlar söyler mutluluk şarkılarını
Ökse otuna tutulmamışlarsa eğer
Daralan zamanı yaşıyorum
Papatya falları ile uğraşamam
Dokunup kokladığımdan hoşlanırım
Olmayanı var sayamam
Geçmişle ilgili ne varsa silip attım
Avuntularla oyalanamam
Sevgisizliktir bütün kötülüklerin anası
onun için de sevmesini öğrenmeliyiz önce
Hoparlörde bir şarkı
Buram buram aşk kokuyor
Uçkuru çözülmüş bir dünya
Gebe kalmaya hazır
Yeni piçler doğurmaya
Devir puştların devri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!