Minik bir beden sahile vurur
Gemiler kalkar yüreğimden
Boşalır koca bir dünya
Ne el sallayan kalır
Ne yol bekleyen kalır
Elmalar dökülür ve çürür
O gün
Korkudan sökülürken gözyaşların
Gür ve korkusuz bir ses duyacaksın
Görmediğin bir göz, bakmadığın bir yüz
Hiç tanımadığın bir alacaklı bulacaksın
Toprakla doldurduğun minicik avuçları
Aşk mürşidin eteğine
Damla damla dökülen yaşta
Eğil, kulak ver, dinle
Allah der her damla düştüğünde
Karanlığın sessizliğinde
Gecenin soğuğunda
Yüzünden kırıklar düşüyor gül yüzlüm
Düşmesin
Bakma sen sesimin kısıklığına
Gün boyu adını sayıkladım ben
Başkaları sevda yükünü dökerken yolda
Her öpücüğünü sevdama kattım ben
Sahilde seni bekliyorum
Dalgalar kayalıkları dövüyor
Martılar korkudan terketmiş gökyüzünü
Balıkçılar limanlara kaçışmış
Deniz üzerine yürüyecek gibi şehrimin
Herkes şaşkın, herkes bir sebep arıyor
Hani karanlık yuttuğunda ondan başkasını
Sadece kendi ellerinin birbirini tutacağını
Yalnız kendi nefesinin avuçlarını ısıtacağını
Başka yürüyenin kalmadığını düşündüğünde
Öldürdüğünde kuşları, karıncaları ve çayırları
Boğduğunda suları, dalgaları ve balıkları
Bin yıllık bir yolculuktu benimkisi
Ayaklarımda asırların taş ezikleri
Ellerimde zamanın çirkin çizgileri
Kulaklarımda sevgililerin sesleri
Başımı kaldırıp bakamazdım
O güzel anlarda kalamazdım
Bıraktığın yerdeyim şu an
Ay göçmüş başka bir diyara
Yıldızlar daha uzak sanki
Dört yanımda çekirge çığlıkları
Uzaklarda köpek havlamaları
Sahibi gizli tuhaf sesler
Yeşillikler içine uzanmış bir çiçek
Dağıtmış saçlarını, açmış gül gibi
Gözlerini dikivermiş gözlerimin içine
Bal arayan için bu dudaklar der gibi
Umudu bir parça ekmek,bir yudum su
Elinde bir taş karşısında ordu
Atsa katili olamazken bir kuşun
Katili olmak için yarışıyor bin kurşun
Göğsünü delip geçiyor kurşunun biri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!