Uzman Edebiyat Öğretmeni....Kütahya/Simav
Gül rengi akşamlarda,
Asıldı kaldı gözlerim.
Sana yetişmez ellerim,
Tüketti dermanı dizlerim.
Uykularımın katili oldun,
Gözyaşlarımı,
Sislerden bir şal bürünmüş,
Orman yollarında başlar, günümüz...
Mavi,yeşil gözlerle bakan,
Öğrencilerimizden gelir,
Okul kapısında,çiğdemlerimiz..
Çıra kokusu,tebeşir tozu,
Cicim ayları bahar,
Kapıya dayanınca yaz mevsimi,
Ne akacak su,
Ne de kalacak, konuşacak konu..!
Hazan mevsimi kapıda,
BAYRAM NAMAZI SABAHI
Sığınmışım,dağ başında,
Yağmur kokulu,yaşlı,
İhtiyar ardıç dalları arasına…
İdam ediliyor,gözlerim,
Tüttürsün ocağımızı diye,
Erken evermişti dayımı ebem…
Kesildi kurbanlar,zalim dünyaya gelince Recep,
Çok keyiflenip,pos bıyığını burmuştu dedem...
Şu uzun gecelerin sıla özlemlerinde,
Türkülerin içine girip,sevdiğime gitseydim…
Beni dizselerdi,türkülerin dizelerine,
Kervanlar gibi yüreğinden geçiverseydim…
Abdal Musa gibi,el alaydım da,
Bir salıncak kurmuştuk,
Güven ibrişiminden,
Gözlerimizin renginden…
Keyfimizce salınırken,
Sen oraya,ben sılaya uçtuk…
Balkılanır bir ses,
Yüreğimin dehlizlerinde.
Gözlerim kaldı,
Şehrimi terkettiğin,
Ayak izlerinde.
Çarmıhta kaldım,
Bir gülün rengi gibi,
Düştün yüreğime usulca.
Bir yaprağın ışığı gibi,
“Üfürükten teyyare,
Selam söyleyin o yare…”derdi,
Olmayacak işler için ebem…
Yaşasaydı,kimbilir ne derdi,
Naylon yüreklere…sevmelere…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!