Sen bu dünyada ve ahirde,
Yaşamadığım tek pişmanlığım olacaksın.
Zaman, bedenime ince ince işlediğinde,
Sen, hatıramda olduğun gibi kalacaksın.
Mekan, ruhum için değiştiğinde,
Demek gidiyorsun sen de
Git öyleyse düşünme beni
Yalnızlığımda bulmuştum seni
Yalnızlığıma dönüyorum şimdi
Soğuk olur üşürüm geceleri
İşte sevgili böyle,
Sensiz geçiyor her gece,
Uğramıyor hiç kimse,
Tek sen değil; hayalin bile.
Bir sefil yolcuyum yalan dünyada,
Sırtımdaki günahların sarhoşuyum.
İlk dinlence hatırlanmaz ama;
Farkındayım çok kalmadı son durağa...
Bugün yerin üstündeyiz, yarın altında;
Bilmem neden geldik şu acı dünyaya,
Çürümüş ve unutulmuş ruhların arasına,
Cennet hayali ile daldık günahlara,
Sattık insanlığı bir tutam kağıt parçasına.
Yükselebilecekken melekler sofrasına,
Artık güneş doğsa diyorum,
Bu gece çok üşüyorum.
Bir dost tutsa keşke elimden,
Her yer zifiri karanlık,
göremiyorum.
Tekrar bir güne uyanmak gayesiyle,
Son sürat ilerlerken arasında rüyaların,
Delirmeden geceyi atlatmanın da verdiği hevesle,
Bir kez daha kollarına koştuğum hayatın,
Şiddetine maruz kaldım.
Bir şarkının izdüşümleri kulaklarımda,
Bir keman sesi yankılanıyor uzaklardan.
Güneş veda ederken dağların ardında,
Zaman uzaklaşıyor seninle birlikte,
Gölgeler kalıyor benim için sadece.
Pardon hanımefendi merhaba!
Hatırladınız mı beni?
Hani gençlikte bir şeyler paylaşmıştık.
Adı neydi, Sevgi mi?
Yoksa ben mi abartıyorum?
Dokunmadı ruhuma bu gece de ellerin,
Gözlerime değmedi, o simsiyah gözlerin,
Bilindik dost yalnızlık, bak yine misafirim,
Hala uğramıyor bana, gül yüzlü hayalin.
Yıllanmış hatıraların selası okundu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!