Ademoğlu, bu taş sana bir vahim durak başı;
Ol bağrına konar mevta, akıp gider göz yaşı,
Sade konak, damı yoktur; Kıblen olur ol başı,
İşte mevta ve naşı, yolcula musalla taşı.
İbret yeri Adem için, hisse almaz ol yerden,
Yaşar durur bir beyhude! Kaçınmaz o, bin şerden,
Konar olmuş garip yolcu, bilmez ya gelir nerden,
Sonu belki de vahim, veda et musalla taşı.
Din-ü İslam, kitap Kuran; kabul etti bu insan,
Sen bir taşsın; aslın toprak, bilinmez sende lisan,
Titrediniz toz oldunuz, kolay değil öyle san...
Yükün ağır az sanma, cefakar musalla taşı.
Gözün yok ya aksın yaşın, mendil alıp sileyim,
Beynin yok ya ey yassı taş! Düşünceni bileyim,
Bunca mevta konar sana,benim tek bir dileğim,
Giden mevta ol ibret, kullara musalla taşı.
Sedat, bir gün gelir çatar; belki korlar bedenin,
Bilmem ölüm nerde bulur! İman ile gidenin...
Son durağı cennet olur, güzel amel edenin,
Eğer konarsam sana, şahit ol musalla taşı
(Borçka:29.11.1998)
Sedat ÇakmakKayıt Tarihi : 29.7.2010 00:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sedat Çakmak](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/07/29/musallatasi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!