Yürüyeceksin
Daha yanmamışken ışıklar
Gideceksin
Belki de yan sokağımdan
Öylece beklerken zamanı
Merak ediyorum
Sabah doğmuşsa güneş
Gün geçmişse
Ve aynı ikindi vakti
Aynı şeyleri hissettirmişse
Bir şeyler var demektir
Saat iki suları
Herkes çekilmiş
Issız ve köhne geceye
Çırılçıplak ve çiğ
Duvarların arasına sıkışmış
Yalnızlar ordusu haykırıyor
Ben, sadece sevmiştim seni
Bilirdim, karşılığı olmazdı
Ama ben öylesine koşulsuzca severdim
Gitmen gerekmezdi
Kalman da
İster kalır ister giderdin
Başladı kafiyeli laf-ı güzel iğneleme
Her batışta inceden bir inleme
Ten kanar iğneden, ağlar kirvem
Laf batınca boylu adama, sallanır ipte.
Kalem vuruşları latifesiz direnişte
Korkuyorum
Kendimin bundan haberi yok
Susuyorum
Bundan âlâ alamet zor
Yantiri yuntiri bir zihniyetle
Çözülemez zaten
Anlamaya başladım
Bir sevgiliyi anlar gibi
Annemi sever gibi
Babama bakar gibi
Anlamaya başladım
Yine başımda esiyor kavak yelleri
Ne tarafa dönsem vuruyor yüzüme
Hani o sarhoşluğun verdiği gençliği
Bulaştıyorum şuursuzca elime yüzüme.
Yine bomboş delikanlığım, elleri
Bu küçük şeytanın
Yüreğinde biri var belli
O da bilmiyor henüz
Kim olduğunu ki
Zamanla öğrenecek
Benden söylemesi
Suskunum bu aralar
Nedendir bilinmez
Nedeni aranmaz
Suskunum bu aralar.
Konuşunca anladım



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!