Ben seni
Senin gibi
Unutmayacağım elbet…
Sen yüreğimdeki tutuklu
En kıymetli hükümlü
Sonsuza kadar kalacak müebbet
Ele ele gideceğiz nereye olursa olsun
Birbirimize sürgün
Ben hep seni seveceğim,
İmkansızlığını bile bile
Yine seni bulacaklar dudaklarımda
Can verdiğim gün….
YEKDANEM
Sarp yokuşlar var önümde
Tutamıyorum bazen kendimi
Avunmak istiyorum sigarayla yetmiyor
UNUTMAK SENİ BİR ÇIRPIDA
Unutmak istiyorum seni
Unutmak
Yoksa bu
Böyle olmayacak
ŞİİRİN DOĞUMU
Çoğu kez kendimi bile unutur
Yalın ayak çıkarım sokağa
Bazen hayallerimi
Bazen gerçeklerimi takarım kancama
Burnumda tütüyor dönmeliyim geriye
Suyu toprağı havası bir başkadır Sivas'ın
Çocukluğumun geçtiği o cennet köye
Çoktan karanlığı çökmüştür Sivas'ın
Dört bir yanı ağaçtır,çiçektir,hayattır
Peşime düşer aşkın firari kolları
Buram buram yağar yokluğunun karları
Neyleyim güneşi neyleyim ayı,baharı
Sen gelmezsen zifiri karanlık olurum ben
Kızıl bültende ararlar beni
Geçip giderken bahar bizim üzerimizden
kıpırtısız bir yaz akşamına doğru
karşılaşırsak bir an
kucağımı yeni yeni hayaller,
gözlerimi bir bayram burukluğu
ve ellerimi bambaşka bir titreme alırsa
Neden ben hep böyle dalgın dururum
Her gidişimde İstanbul'dan kovulurum
Muzaffer bir düşman edasıyla selamlar beni
İşte hepsi bu İstanbul dedikleri
Milyon içinde yalnızlığımı yediremez
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!