geçti,
bin yıllık çınarlar
dökülen yapraklar
yok olmuş her bir hayalin
bulut kadar beyazlığı
çekilmeyesi acıların
çakışası kederim,
tüm güzelliklerle
buluştuğunda ölümle.
ne yazık olmadı
bu bir imkansızlık zaten.
tenhaların kokulu rutubetli gecesinde,
başakları kurumuş,
sadece bir çeper.
belki bir dem vurmuş,
güneş,
batmaya gider.
sen ki yarını getiren haberci.
simsiyah deminden yansıyan ışığında
seni düşündükçe mis kokulu buğun
eriyorum, sensiz geçen her saniyenin
ateş basmış gerginliğinde.
bir anlık korku,
kurşun gözlerin galip geldi.
her cephemde hüsran,
topraklarca bereket..
meyvesizlikten kurumuş,
kan..
atıp duran kalp değil,
Gönül ağacımda yetiştirdiğim
Sevgimi tatmasan da olur.
Hayat baharımın düzlüklerinde
Rüzgarımı hissetmesen de....
Üç günlük ömür pınarı
soğukluğunu yaktığım
koca katil: Dünya;
sızım sızım sürüp giden,
tarifsiz intikam ateşleri...
kaldır peçeni gözlerinden
tanıdık yüzün ayyukta.
Gözün son demeti
Baktığı yanık diyarlar.
Her ne zaman ki illeti
Sökende çekik bağırlar,
İner kalkar ufuklara
Cesaret denen kuvvetle.
kalk ve yaşa
terse çektiğin kürek, boşa
ileride bir ışık
belki solgun belki pırıl pırıl
geleceğinle barışık
ufuklarına sımsıkı sarıl.
dilin açtıkça çiçek
gökyüzü sana sicim sicim ağlar
elini açtıkça Allah'a
bulutlar salkım salkım dökülür ellerine
her sürdüğünde günahlı ellerini yüzüne
nur akar yanaklarından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!