Musa Can Demiralay Şiirleri - Şair Musa ...

i
ah piru
korkuyorum senden ve korku veriyorsun bana
seni sevdiğimi söylemek telaşıyla
ve bilumum resmi kanallar vasıtasıyla
saçmalarken mütemadiyen

bekle beni
sana şarkılar toplayacağım
şiirler yeşerteceğim dallarımda
sen bekle beni

bir sabah rüzgarına katıp da gönlümün kokusunu

Kıvrılmış bir yerden yol, saçın kadar keskin
Ve bir yerlere gitmekte akanca sular gibi
Ve belli gittiği yerler belirsiz olduğu kadar
Dökülmüş bir kadeh ancak o kadar günah olurdu
Ve ancak bu kadar günahkar olurduk
Oturup konuştuğumuzda

anlatsana bana maria
gariplik saydığımız onca olmazı
her şeyin başladığı noktayı mesela
bir kuşun vurulmasını sapanla
mesela güneşin batması kuzeyde
bir sahil kasabasından

her kalbin bir ıslığı vardır
ondandır bütün sevmelerin uğultusu
bütün kalp ağrılarımız
ve yer yer sağnak halde g/özyaşları
ve ihanetler zinciri
ve yersiz yurtsuz kalışımız

herkes
beni yalnız bırakabilecek kadar
meşguldü o zamanlar
kaç meşale bir üflemeyle söndü
bir sigaradan hastalık bulaştı bir şaire
bir sigaradan

yirminci asırdan kalma bir gün gibi bu gece
yalnız kalmak sadece bana mahsus bir meziyet
sanmıyorum bunu
kavuşmak günü yakındır bilirim
tarihlerin bir anlamı kalmaz bazen
bugün kasım dokuz

siyah denizler aşıyorum bu rıhtımdan
içimde bir korku yosunlanmış
küf tutmuş adın ciğerimde
ardından bakakalıyorum giden gemilerin
Tanrım alıştım artık bu buğuya
ve izlemeyi dünyayı bir buzlu camın ardından

bazen durum böyle değildir
bacaklarım bir süzülüşe uzar
ve titrer ansızın gökyüzü
ah sesi sanki bir yol
hiç bilmediğim bir dilde
bu gece sudan bir kalemle

ben yüzersem kirlenir suların
ve bir araba uçar şarampole
ben seni sevmeye başlarsam
ıslığın sessiz kalır gecelerde
ben yürürsem durur bu kaldırımlar
hangi ipe çıksam bilirim ki