Ağzınla besle beni açım öpüşlerine
Sevginle doyur ruhumu
Kollarım hasret ince parmaklarına
Yitik denizlerin kokusunu üfle burnuma
Ellerim yıkılmış bir kentin çehresi
Oyunla başlayalım güne bu sabah
Ortada yalnızlık var
Ayrılıklar ebe olsun umuda
Saklayalım bütün acılarımızı
Ben bir mezar kovuğuna
Siz sincap deliğine
Düşlerin sürmelediği uykularda bas gecemi
Uzaktır gündüzlere
Göğsümde kurduğum mihrap
Çiğ damlasıdır hasretim
boşalacak avuçlarına
yazılıydı
sudaki çizgilerle
şifreliydi
adımdı
kimsesizdi
doyumsuz bir ateşle savaşım
kavramsal ışık olur yangınım
küllerim dönerken üstünde yörüngenin
bir yediveren açar yelkenini
deyim yerini terk etti
yüzünü yalarken dalgaların köpükleri
akardı kıyıya inceden vurgun
tekleşen bedende çiftleşirken gözlerimiz:
—Sen beni sorgulardın
—Ben kendimi yargılardım
Hüzünleri sınadım yüreğimde
Yanılgılara çoğalttın beni
Kırkikindilerin akşamlarında
Vuslat kalmışsa yalansız düşlerde
Gel emanet bırak gözlerini
Ölümün dili beni çekmeden içine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!