İki dudağının arasında ölen küçük adamı anlat bana..
Kirpiğinde salınan, idam olan o bi damla ummanı anlat.
Sırf O yaşasın diye güldüğünü,
Sen gül diye öldüğünü,
O'nu nasıl gamzene gömdüğünü anlat..
07 Aralık 2013
Aslanın ağzında yaralı ceylan Özgürlük;
Yaşadığın kadar Tutsaksın..!
16.04.2015
saat:03:10
{m.okcu}
Ölümün fiyatı kaça diye aranıyorum can pazarında.
Hangi renk ti tuval de ölüm?
Kaç fırça darbesi bi ecel olur ki, bu istanbul manzarasında..?
Minareleri hançer misali saplanır bağrıma her ezan saati.
Her vapur göz yaşından kalkar bilirim..
Işıl ışıl olur Beyoğlu güldüğün vakit.
Minicik bi avuçta yaşanan kocaman bi aşkın, durmak üzere olan kalbindeki
O kan pıhtısıyım sanki…
Amin diyen dudakların arasına sızan o küfürüm tek hecelik.
Bir zamanlar yine o iki dudak arasında yaşamış küçük adamdım, büyük hayalleri olan..
Küçüğümün körpe avuçlarını açtığı dualarına amindim…
Gözkapaklarının arasında can veren, kirpiğinin ruhuma mızrak olduğu,
Gök girsin kızıl çıksın,
Bir gazinin saatinde ki kurşun kadar haindi zaman..
Yedi akkababanın pususunda yaralı bi kartal özgürlük.
Bir kanadı Tanrı ya uzanan gök,
Diğer kanadı düşman bağrına kızıl bir ok..
Gök girsin kızıl çıksın..!
Yağmurların ıslatmadığı,
Güneşin ısıtıp aydınlatmadığı,
Cimri ve kurak toprakların mezar bile olmadığı yurdun ikliminden
imreniyorum baharlarına çiğtanesi..
Sahil kentlerinde gözlerin nurunda aydınlanan bedenin toprağım mı sanki(?)
Güldüğünde doğan gün aydınlatır mı,
Ben çok sevmiştim oysa,
Uçurtmaların mavi üzerindeki reklerini.
Kıyafetlerimdeki çamuru,
Peşinden koştuğumuz topu ve üzerinden atladığımız ipi..
Yine çok sevmiştim komşu ülkenin pahalı çocuklarını.
Ekmeğimi paylaştığım kediyi,
Ne zaman ağlayacak olsam süzülürsün yanağımdan.
Biliyorum içerdeki yangında sen,
Rahmet te, Özden düşen..
Biliyorum, Sana yalnızca ağlarken dokuna biliyorum.
Bir yetimin yalnızlığını bahane ederken,
Herhangi biri sana doğru giderken,
İki yakası bir araya gelmedi bu aşkın ki,
İki dünyada iki elim yakasında ayrılığın.
Sessiz sedasız ölmek vaktiydi,
Yaşamaktansa bağıra çağıra.
Gitmekten geçiyordu kavuşmanın yolu.
Yolu kesilmişti kara maskeli geçkalışlarla,
Başka sokaklarda,
Ters istikametlere iki ayrı adım atılıyordu.
Başka gözlerden ayrı yanaklara, o ayrı adımlar üzerine,
Aynı sebepten gözyaşları dökülüyordu..
Sebep Ayrılıktı..
Oysa az önce yine aynı sebepten,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!