Bütün şafaklarıma sen doğunca,
Acılı gülüşlerin kalır rıhtımlarda.
Omzuma sevdaların ağır yükü binince,
Ayak izlerin kalır düşlerimde.
Uçurumlar oluşur martı çığlıklarıyla,
Sığınır gecenin soluğuna zaman.
Ömür bir kurşun saçımı kadar kısa...
Saçını savur rüzgarda aldırma.
İçindeki yanardağlar soğusun artık,
Gözbebeklerinde boş kovanlar toplama.
Gözlerinde umudun aydınlığı olsun.
Sen ışığa gizlenen gölgemdin.
Toprak damların en yükseğinde,
Ve hayat suya atılan bir taş misaliydi.
Daireler çizip sonra bulanık sularda kaybolan...
Ben saçak başlarında dalan,
Fırtınalar kopuyor yüregimde bu akşam
Yağan çig tanelerine karışıyor gözyaşlarım
Bir yıldız kayıyor yoksul bir kente doğru
Ve ben gelecek güzel günler düşlüyorum sesizce
Bazen suskun,bazen durgunum bu gece
--------------------
Vuslatlar maviye
Yaşamlar siyaha çalınca,
Kendini arıyor deli bir dalga,
Ümitsizce dövüyor kıyısını sevdanın.
Bak sevgili,
Sende duyuyor musun
Bütün ziller gitme vaktini vuruyor.
Soluk yüzümde ihtiyarlığın çizgileri
Ve gözlerime oturan kullanılmışlığın arsızlığı
Boynu büküklüğün terkisinde koyacak yalnızlığını
Baharı getir bana tut elimden.
Yeryüzünde misin ey düşlediğim?
Hazan rüzgârlarıyla doldu hücrem,
Yaprağını dökmüş ulu bir çınarım..
Küsen bir yaprak gibi düşerken toprağa,
Hak dedik, şeytan tanımladınız bizi,
Sömürdünüz,melek tanıttınız kendinizi.
Yağmaladınız, viran ettiniz hanemizi,
Tattırmadınız ne gündüz ne de gecemizi.
Tırpana vurup hep harmanlandınız.
Ülke tadında sevdiğim gül yüzlü yârim…
Tertemiz çocuk saflığındaki duygularla,
Deniz gözlerinin masum bakışlarıyla,
Bir avuç gökyüzü sunalım karanlıklara.
Güzelliklerin dipdiri seslenişleriyle,
Güneşlerin denizlere yansıması gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!