Sor beni
Karanlık köşe başlarına
Ara beni
Şu koskocaman dünyada
Düşün beni
Bitmeyen o gecelerde
Mahalleden göç var yine
Bir sonsuzluk diyarına
Canım anam gidiyorum
Hakkın helal eyle bana
Belki dönerim bir gün sana
Zamanın hükmettiği
Eski bir zemberek gibi
Çatırdarken kalbim
Bozuk bir düzende
Zamana hükmeden
Açarken berzah aleminin
Bir kar yağar başıma ince inceden
Çekilmez bir dert oldu bende Yasemen
Yüreğime gayrı söz geçmez oldu
Kaldı muallakta sözüm Yasemen
Gözlerimin yaşı aktı sel oldu
Yazı beklerken ömrüm
Garip bir hazan yaşadı bahar mevsiminde
Oysa çiçeklerim henüz yeni açmıştı
Ne olduğunu bilmeden
Kışı bekler oldum
Bir seher vakti açıldı gözüm
Açılmadık bir gonca hevesi ile
Biten karanlığa inat açıldı gülüm
Güle inat etti gülmedi yüzüm
Tek başıma durdum yol kenarında
Hayallerin en ulaşılmazıyla
Beklentinin üstünde beklentisizce
Betimsiz bir kara sevda üstüne
Korkulan bir tarih yazmıştım
Fizik defterimin arkasına
Yalnız seni ve beni ilgilendiren
Öylesine bir sevda
Ve geride kalan bir aşk mektubu
Senden geriye kalan
Birde sesin
Durmadan kulağımda çınlayan
Hani gelecektin
İçinde sen olmayan bir limandan geçtim
Bakışlarını aradım gördüğüm her güzelde
Bulamadım
Elleri soğuktu ellerin
Bir med-cezir vakti
İçimde sana dair ne varsa küllenen
Yüreğime saplı paslı bir bıçak gibi duruyor gitmelerin.
Ne zaman canım yansa hep orası acır durur.
Uzağa uçmak isteyen bir göçmen kuşun
Durup hayallere daldığı bir söğüt gölgesi gibiyim.
Hayalin bittiği yerde başlayacak anaforun.
Düşünmedim kara kışta ne yapacağımı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!