Hani diyorsun ya bana,
“Sana inanmıyorum,
Her sözün yalan artık”
Bir ben miyim yalan olan.
Işığında hoyratça seviştiğimiz aya sor.
“Bu ışık kimin” diye.
Ayağımı vuran pabucum kadar,
Kalleşti yaşam…
Ben ona yüzümü dönerken,
O hep arkamdan vurdu…
Bulduğum sevgilerde,
Gelip ölüme durdu….
Toprağım ve insanım..
Önüne geçilmez doğa
İki değerli varlığını karşı karşıya getirmiş
Kan davalılar gibi,
Bırakmamışlar birbirine yapmadıklarını.
Toprağım …
Bu şehrin altı da yanar,
Üstünde ben.
Bir rüzgar savrulur ölüme..
Ölüm üşür
Rüzgarım yanar...
Kavrulur bu şehirde yürekler.
Elma’mı olmak suç,
Armut olmak mı?
Niye birinde saklanıp
Diğerinde açıktayız gün gibi…
Elma dersem çık,
Armut dersem saklanma telaşında sevgilerimiz?
Hep şiirler istedin benden
Ben sana yazamadım.
Seni yaşadım.
Hangi sözcükler anlatırdı sevgimi..
Bulamadım onları,
Bulduğumda ise,
Hep bana gül derdin
Hem güldüm,Hem gül verdim.
Hep bana gel derdim,
Ben geldim, Sen beklettin.
Herkes kendini bir şey zanneder,
Ve bir şey olduğuna inanır.
Aslında inandığı gerçekler
Kendinin olmak istediği şey değildir.
İyi kabarmış bir kabuktur ona göre,
İçi boş olsa da yaşam...
Kara yazmalı kadınların,
Mühür vurulmuş dudaklarında türküydü töre.
Herkesin bildiği,
Kimsenin söylemediği.
Oy gülüm havar,
Sana biçilen töre,
Gönül bazen bir saçın teline bağlanır,
Bir ömür geçer...
Gönül bazen bir dikene takılır,
Gülden vazgeçer...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!