Gece denize iner
Ve bir takanın rastgele umutlarıdır artık hayat...
İlk ne değmişti gözlerine
Ne almıştı hayallerini
Neye dokunmuştun ilk
Batan sonbahar güneşine mi?
Dalından süzülen bahar damlalarına mı?
Uçsuz bucaksız insanlık yalanlarına mı?
Gelsem dizlerine
Sen bana Cemal Süreya'dan okusan
Ben sana yanan hayatlardan bahsetsem
Sen bir cümle söylesen kırık dökük
Ben uzansam kış gecelerine buruk sönük
Hiçbir şey olmamış gibi
Bir insanın bıyığı bile güzel kokar mı dedi
Şaşırdım
Utandım
Dudağımı yaralarından
Gözlerimi sözlerinden uzak tuttum
Şuracıkta oturan ben
Bir sonbahar akşamında
Eli koynunda
Yağmurun sesini dinleyen
Hayaller kuran
Ölümümden habersiz
Bilmez çocukluğun koşar gider
Elinde rengarenk şekerler
Gamzende bahar gülüşleri
Yalpalayarak koşar gider yarınlara
Yıllar vicdan azabı çöktü üstüme
Sarı saçları alnına düşer
Mavi gözleri gökyüzüne
Bir sigara yakar, bir de kahve
Yanında memleketin bitmeyen çileleri
Üşürsün Ankara'nın soğuk gecelerinde
Dizin de binyıllık yorgunluk
Yanlış rotadaki gemi sanırız kendimizi
Doğru rüzgar ararız
Oysa o limanları bile başkası çizmiştir senin için
Ve bu kısır döngüde yaşayıp gidersin
Elin ayağın birbirine dolanır.
Hüzün ve ayrılıklarla dolu şu kara ömründe
Aradın durdun
Umutlarını yanından eksik etmedin
Burnunda tüttürdün özlemleri
Karlı bir gecenin sabahına çıkar gibi bekledin
Sardın sarmaladın
Sıradan, üstü başı kir içinde olan bir gün
Ve o günün eli yüzü kanlı gecesi
Gövdesinden kesilmiş bir dar ağacı koynumda
Gömüyorum o korkak gölgeleri
Bakışından tek bir gözyaşı kalmasın
Güneş yeniden doğsun diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!