10 Agustos 1977 de Akşehirde doğdum.İki kardeşin küçüğüydüm.Bü yüzden bakkal market işleri sorumlusuydum. Biz Akşehirliler kendimizi Nasrettin Hoca'nın torunu olarak gördüğümüz için fıkra anlatmak bizde gelenektir.Bu yüzden sokaklar gülen insanlarla doludur.
Güle güle yatılı okullarda okudum, insanlar bana 'deli' dedi. Anlamadım insanları zira annelerimiz bizi uğurlarken hep 'Güle Güle' derdi.
Büyüdüm hala anlamıyorum insanları. Şimdi insanlar aşka ömür biçiyorlar. Üç yıl diyen var, üç ay diyen var dahada kötüleşip hormon diyenler var. ...
Kırılmıştır
bir kere kalpler.
Yıllar vurur üstüne
tuz buz olurlar.
Ah! Anılardaki
gönlümüzün can kırıkları.
Biz kaç heceye bölünüp
savrulduk yalnızlığa bilmiyorum.
Ama AŞKın tek hecesi vardı.
Aşk gidince,
en çabuk geçen an durur.
Hızından baş döndüren zaman
yara almıştır,
boşluğa akar...
Aşk gecededir.
karanlıkta iki ışık yumağının
birbirini bulması,
ve gökteki her yıldız
güneş doğmadan önce
birer öpücüktür.
Arasına karbon kağıdı
koyduğum acılarım,
birisine dokunsan
hepsi kanar şimdi...
(Kızım Simay'a)
Dokunuşlar var içimde.
Her biri, bir ninninin tınısı.
Her biri, bir yıldızın güneşte kaybolma sızısı...
kırık bir ezgi çıkar,
teli kopmuş sazdan.
son düşünü
yalancı bir kuyruklu yıldıza kaptıran
bir daha asla dilek tutamaz.
bak kum saatine sevgili,
akıyor kumlar.
ve her kum zamanın üstüne değil,
sen gittiğinden beri
aşka düşüyor.
üstünü kapatmak için....
Nefes kadar sık
kapanmamış yara gibi sızısın içimde.
Sen akrebin yavaşlığı
ben yelkovanın telaşı.
Her altmışbeş dakikada bir:
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!