Bir haykırış kuduruyor damarlarımda.
Yerimde duramıyorum çekilin dağlar.
Göklerin en derinlerinden çekip çıkartmak yıldızları,
Sonsuzluğun sonunu kucaklamak istiyorum.
Söz söylemeye zamanım yok,
Saatler saniyeden hızlı akıyor.
Hüzünlü bir dokunuş hissediyorsan
yüreğinin henüz buz tutmamış bir yerinde,
gözlerin arıyorsa bir dostun gölgesini
salınıp giden sonbahar yaprakları ardından,
gülün yanaklarına düşmüşse ayazın rengi,
soluyorsa adım adım uzaklaşan benliğin,
Gönülde aşk acısı yakar kavurur
Yangın meydanına rahmet okutur,
Çöl serinler ateş sükûnet bulur,
Yıllar yılar, saat vuslatı vurur.
Gizli yollarında nehirler kavuşur,
Vur hançeri ey dost gönül yarama!
Şerha şerha eyle damarlarımı
Ferman yazar olmuşsun idamıma
Gülle kaplat hiç olmazsa dârımı
Gül tomurcuklanır garip topraktan,
Bülbül nağmesine ram olur gider,
İhanet yakından, değil uzaktan,
Timsah göz yaşına kam olur gider.
Duvarlar kapanır namert eliyle,
Acılı yüzünde tebessüm sönmez,
Yitik sevdanı usulca gizler,
Şefkat yağmuru gönlünde dinmez,
En tatlı namedir sesinde ninniler
Gözlerini açıp gözlerime bak,
Canım babama...
Bir daha dönmeyeceksin, bu vefasızlık diyarına,
Damarlarımda usul öldüren bir zehir gibi,
Sensizlikte var olacağım bir yanımsız,
Tuzsuz diyete alışır gibi.
Yine kış biter, güneş başka doğar,
Karlar erir, kavuşur nice yollar,
Dost bağından eser bir tatlı rüzgar,
Gönül tellerine dokunur gider.
Yine kış biter, gönül aşka doğar,
Acı bir gıcırtıyla açıldı esmer kapı,
Ağıt sesi gibiydi bir eski menteşenin,
Kim bilir ne zamandır yalnızdı köhne yapı,
İçinde parçaları gizli kırık şişenin
Bende ben olmayan bu bende de kim,
İçerlerde betonlaşmış yüreğim,
Yıllarca aramıştım kadehlerde,
Bir çare göğsümde tutuşan derde.
Vicdansız taş duvar susma öyle,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!