Bir buğday başağıyım zaten elinde
Tekrar buğday olayım diye beni toprağa; saçma
Sen de beni severken korkuyorsun neden
Cesaretin korkunun esaretinde kalmış; saçma
Hayat, hayat sana elveda
Kayıp giden bir ömürün ardından
Olmuş olanların ve olmamışların arasında
Kalem, kalem sana elvada
Daha da dokunmam sana
Doğum ile ölüm arasında bir uzun mesafe
İlk göz yaşı ve son nefes arasında kalan
Bir gün tozu dumana kattığın toprak
Kürek kürek üzerine gelecek bir çukurun içine
Yürümeyi biliyorum ben
İlk adımın nasıl atıldığını değil
Gitmeyi biliyorum
Dönebilmeyi değil
Aynı zaman da ve aynı mekanda
Akışında bin bir gizem bin bir demet
Yolculuk bu gidiyoruz
Sonu başladığı yer
Güzergahı meçhule; evet
Gitmek işi bir yerden bir yere seyahat
Oysa ne de güzel diyordu peygamber
Kıyametin koptuğunu görsende dik elindeki fidanı
Verilmek istenen mesajda ne güzel
İnsanlar ölsede insanlık ölmeyecek
Manavgatta bir akşam üstü
Çayının yanında oturdum
Ve bir demli cay söyledim
Güneş batmak üzere
Ufukta yavaş yavaş kaybolurken
Kızıl kıyamet ediyor gökyüzünü
Gökyüzünün mavisinde bir pamuk tarlası
Pamuk tarlasına bakarsın ki
Bulutlar yere inmiş
Yeryüzünde bir gokyüzü atlası
Çayı çayın kenarında içersin
İnce belli bardaktan
Bildiğim kelimeler seni anlatmaya yetmez
Adınla başlayan cümlelere nokta koymak olmaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!