Murat Farz Şiirleri - Şair Murat Farz

Murat Farz

Kaf Dağı'nın arkası derler masallarda, ulaşılmaz bir yer vardır;
Anka'nın yuva yaptığı, sarp tepelerde rüzgarın ıslık çaldığı.
Fişekliği göğsünde, kaması belinde bir Çerkez delikanlısı;
Kalpağı başında, bastonu elinde, yüz üç yaşındaki ihtiyar...
Atları doludizgin, dörtnala koşturur, onlarca milletten insan;
Sanki kayar gibi yürür incecik belli, uzun boylu, narin kızlar.

Devamını Oku
Murat Farz

Çılgınca bir cüretin sürüklediği zavallı yabancı insanlar,
Ana yurdum dedikleri toprakları namus diyerek savunanlar,
Naaşların yan yana yattığı tepelerde koşuşturup duranlar,
Ana dili neyse ne, ama hepsi aynı siperlerde savaşanlar,
Kahramanlık menkıbelerinin silik hayallerinde kayboldular.
Karnından süngülenmişlerle, alnından yediği kurşunla düşenler,

Devamını Oku
Murat Farz

Özletmiyor yazı hava asla, gecenin biraz soğuğu olsa da.
Üşümüyor teknesinde adam, çekince kapüşonunu başına.
Denizin üzeri, nasıl derler, çarşaf gibi; dalgasız, kıpırtısız.
Bakınca, dolunayı ufkun bir karış yukarısında sanırsınız.

Suya yansıyor ışığı, tepsi gibi ayla solundaki yıldızın.

Devamını Oku
Murat Farz

Küçücük bir bebektin; öperdik yanağını, indirmezdik kucaktan.
Işıl ışıl gözlerin vardı; fıldır fıldır bakan, sorup soruşturan...
Zorla emdin anneni; bir çocuk oldun, yerken yüzünü buruşturan.
Israrla yürüdün hep, doğru bildiğin yoldan hiç şaşırıp yılmadan;
Mahcup olmadık ama, ne annen ne de ben gururlu o dik başından.

Devamını Oku
Murat Farz

En güzel gençlik yazları yaşanırdı denizlerinde, kumlarında;
Rahat, acelesiz, telaşsız bir yaşam yolculuğunun başlarında.
Deniz kucaklardı; öper, okşardı güneşin kavurduğu tenleri.
Eller tutuşurdu kumsalda; gecenin siyahı saklardı gizleri.
Kyzikos; yarısı toprağın altında, gülerdi uzaktan sinsi sinsi.

Devamını Oku
Murat Farz

Horoz sesinin yerine, zilini duyuyorum çalar saatimin.
Kalkıp televizyonu açınca da, sesini, haber muhabirinin.
Sokaktan geçen simitçinin nostaljik sesi geliyor kulağıma,
Geçen taksinin kornası çakışıyor, evin kapanan kapısıyla.

Ayak seslerim sokağın tenha kaldırımlarında yankılanıyor.

Devamını Oku
Murat Farz

Günü görmek bana çokmuş, ne yazık, yuh olsun!
Gece sessiz yaşamakmış, hadi varsın olsun.

Sona ermiş bu yaşamdan "Geri dön, bak! " dersen;
Yine etmem şikayet hiç, yeni bir aşk versen.

Devamını Oku
Murat Farz

İmparatorların rüyalarından silinmeyen en yaşlı şehirsin;
Sinan'ın sihirli değneği ile dokunduğu emsalsiz mabetsin.
Tarih sayfalarını süsleyen onlarca maceranın içindesin;
Ayasofya! Sen bu masalın bir kısmına bin beş yüz yıldır şahitsin.
Nasıl anlatsın ve nasıl tarif etsin dünyaya bu muhteşemliği?
Boğaziçi, iki denizi akraba kılan suların serinliği.

Devamını Oku
Murat Farz

Berrak, mavi, duru, bambaşka bir deniz; ancak efsanelerde vardı.
Ortakent orada, işte bir tarafında Bitez, öte yanda Kargı...
Durgun, cırcır böceği sesiyle kavrulan Ağustos akşamlarında,
Rüya gibi masalsı ve çılgın geceler yaşanır Halikarnas'ta.
Uzanmış Gümbet'in kumsalına İngiliz kızı, al al olmuş yanak.
Mandalina bahçeleri... Gece buram buram kokuyor Yalıkavak.

Devamını Oku
Murat Farz

Hava morlaşmakta yavaşça, alacakaranlık çökmekte gözlere.
Batan güneş sakin denizi usulca somon rengine döndürmekte.
Taş bir ev, güzel mi güzel, denizin yanı başında asra direnmiş;
Biraz eskimiş, yıpranmış olsa da dimdik ayakta, hala çökmemiş.

Çıkma balkonda yüzünü birbirine dönmüş iki tahta sandalye:

Devamını Oku