2006 Gazi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık
2016 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Evlilik ve Aile
Danışmanlığı
Sisli gecenin puslu sabahı,
Gamlı yüreğin gizli günahı.
Gizleyemez günahları avuntu sevaplar,
bastıramaz sesini bu karanlıklar.
Ayrılırken dünyadan yarım kalmıştı hayatı.
Son sözleri değildi bu iniltili feryatlar.
Ben büyük bir adamken yolum düştü bir köye
Dedim soluklanayım bir yol sorayım birine
“Buyur beyim gel” dedi biri hemen içerden
Bakındım etrafıma sonra yürüdüm kahveye
Gülümserken bu küçük “acınası” köylüye
Akşamüstüydü,
Geçmişimde yaşarken göremedim önümü
Yarınıma bakmaktan bilemedim günümü
Kırk yıl sonra kutladım
Yeni doğum günümü
Durma çocuk durma!
Yolun uzun
Yarin özündür
Düşman hain
Bekçin gözündür
Dert çok lakin
Gökyüzünde hür bir şahinken
Şimdi aşkına tutsak bir mahkumum
Sensiz bir gün özgür olmak mı?
İlelebet esirin olsam daha mutluyum
Geçtiğimde yanından eğme sakın başını
Gençliğimde yanında olmasam da meleğim
Sonbahar yaprağı gibi dökme aman yaşını
Huzur veren sesini duymasam da meleğim
Saf sevgime bir yabancı el katmadan
Aslı gurbet sureti sılaymış aşk denilen şey
Ruh ile beden arasında fasılaymış epey
Âhiri ezaymış amma sanmışım bir sefa
Sükut-u hayal oldu meğer yok imiş vefa
Seytani bir arzuymuş derdime olmadı merhem
Bir acı zakkummuş elimde kalan matem
Yeşil orman içinde kızıl toprak kokusu
Bir çukur var ortada bir de ölüm korkusu
Bir sandal tek kişilik koyu yeşil örtüsü
Sus pus olmuş gözler gelirken son yolcusu
Düşlerimde büyüttüm aşkını
Saraylar hazırladım yüreğimde
Fırtınalar kopacak sandım kalbimde
Hayal kurup yetinseymişim keşke
Tufan beklerken bir esintide kıpırdadı sadece
Öksüz bir çocuk gibi boyun büktüm öylece
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!