Her şey eskisi gibi, bıraktığınca
Gördüklerim aynı ve izlediklerim
Aynı film oynuyor, sahne aynı, senaryo aynı…
Oyuncularda aynı ve seslerde
Seni bilmem ama ben yine aynı!
Korum aynı içten içe yanıyor
İstanbul sessiz,
Ağlıyor bu gece koynumda
Damla damla gözyaşları benimle
Yalnızlığımı dinliyor yalnızca
Seni anlatıyorum ona
Yüksek tepelerde bulunan
Herkes bir vatan bulsun kendine
Gönlümde yeri olan dostlarım
Artık sürgünsünüz
Kuşatıldım birdenbire
Karşı koyulmaz bir abluka bu
Esir düşmek isteyeler kalsın
Ceplerimde karanlık, birikmiş perde perde
Susarım konuşamam, erkeklik var serde
Gençlik düşmüş yüzümden, kocaman ellerim nerde?
Ya böyle sürün dedim, ya kalk yürü Allah de!
Yel gibi değer
Sevdamın yüzüne ateşler
Sessizce sokuluyor geceme yüzsüz hasretler
Gözlerimi alıkoyan sakin yağmurlar
Yağıyor durmadan, ıslanıyorum
Elleri varmı sevdanın
Gözü gözbebekleri
Neyi var bu hırçın oksüzün
Boğarcasına sıkmışken boğazımı
Soluğumu sol yanımı almış
Aç gözünü artık
İyi bak bana, çevrene
Yıllar yok oluyor bak! istemesende
Saklama artık benden
Yada içindeki o gerçekten
Ya gel bana dertleşelim
Ben diyorum ne varsa
Bildiğim her nesneye
Ben diyorum niyeyse
Ben diyorum benim diye
Giyindiğim her şeye
Can diyorum gördüğüm her insana
Bundan ne kadar önceydi bilemiyorum
Ilık bir sonbahar akşamıydı sanırım
Gökgürültülü, yağmurluydu
Biz yağmurda ıslanırken
Yalnız sen ve benken
Birde o vardı!
Bekardı ve bakire
Ama çocuğu vardı
Kendinden olma
Yeşil gözleri hep ağlardı
Hep aşkını düşündü
Çocuğu aşktı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!