Su kenarında yaşamaktan haz alırmış insan.
suyla ilişkimize tanıklık ettim.
kifayetsiz yazılar yazdım,
sana dair sonbahardan kalma hasretlere.
yaz bitti,
adı aşkmış ayrılığın.
erguvan sarısı saçlara yalvarmanın adı aşkmış.
rengini belirleyemediğim gözlerin.
yürürken heybetinden kaçındığım anın adı aşkmış.
çok sonradan öğrendim aşk.
gülhanede satılan kağıt helvayı,
uzaklarda bir yerde
herkesin unuttuğu,tek odalı,
bir köy evinin penceresinden yola bakarak
hayaller kuruyordum,henüz on sekizimdeyken.
ufacıktı her şey
sayamayacağım kadar yıldızlar var gökyüzünde
ve unutamayacağım kadar aşklarım
karpuz kabuğu ya bu
düşer nede olsa denize
(tüm şıp sevdilere)
17.10.2005 bandırma
sicili bozuk şarkılarla geliyorum sana,
bu kez kırgınlıklarından bahsetmeyeceğim.
bom boş replikler yazıyorum,
sana dair aklımda kalanlar için.
sen oynamıyorsun ama,
ben ikimiz için de oynuyorum.
kalemim kırıldı, titriyorum.
anlatamıyorum geceyi sana.
katran karası gece ve alabildiğince sevda kokan.
yalnızlığımla üşüyorum.
burası bilmediklerimin bilindiği yer,
kor alevler içinde yanıyorum,
söz gelimi değil mi her şey,
yaşanılan kalp atışları
avuçlarıma dokunan o eller,
senin,benim yada her hangi birinin,
rüyası olmuş hayaller,
ölüye bakan çocuk gibi bakışların anlamsız.
Bir istasyon düşün
Soğuk ve gözyaşı kokan kaldırımlar
Kiminin bütün gece beklediği.
Kiminin gözyaşı döktüğü kaldırımlar.
sisli bir sabahla başlar...
bir yağmur zamanı sokakta yürürken,
yağmurun hızını anlamak istersen,
sokak lambasına bak.
yağmuru ozaman tanırsın.
yagınlar biçare...
gözlerde uykususluk...
tarihten kalma tarifsiz kederler.
iki şey dedim ya,
ayasofya ve sultanahmet.
sulh kokan iki duvar.
ve sahiplenmek medeniyet beşiğini.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!