O,7 yaşındaydı ama,minicikti daha,
Sürekli yatmak zorundaydı yatakta,
Koşup oynayamazdı bahçelerde.
Hastaydı; konuşamazdı bizlerle.
Küçücük elleri; parmak kalınlığındaki bacakları
Bir deri, bir kemik vücuduyla bakardı.
Ah şu saçımdaki beyazlar!
Sizleri gördükçe içim yanıyor,
Gençliğimi nasıl kaybettim?
Çırpınışlar kar etmiyor...
Beyazı severdim, severdim ama
Hep sıkıntılarımı anımsatmasa bana...
Tencere yuvarlandı kapağını buldu.
İçinde boğuluyorum.
Allah rızası için,
Açın artık şunu...
Bir pencereden gördüm dünyayı,
Düşümde bambaşka biri olmuşum.
Bambaşka bir anne,
Bambaşka bir eş,
Bambaşka bir hemşire,
Başka bir kadın.
Ben düşümü çok sevdim,
Kaç kara kış geçti, mezarınızın üstünden?
3 mü, 5 mi, 10 mu?
Üşüdünüz mü?
Sımsıkı sarıldınız mı birbirinize?
Korkup, çığlıklara mı boğdunuz geceleri?
Neler geçti, o anda kalplerinizden?
Sensiz çekilmiyor,
Bu karanlık sabahlar.
Güneş saklanmış,
Kara kara bulutlar,
Çalmışlar göklerin maviliğini.
Hüzün yüklü yağmur damlaları,
Masumdu,hayat doluydu,
Seviyordu hayat oyununu.
Küçük bir toprak parçası oldu sonu.
Toplandı konu komşu,
Tartıştılar sevilmişliğini,umudunu
Fakat hep böyle olurdu,filmlerin sonu.
Sevgilere aşklara ne oldu can?
Herkesin elinde neden bir balta,
Habire vuruyorlar bize.
Hiç rastlamayacakmıyız biz,
Canın yanar mı?
Kalbin kanar mı?
Bu yürek benim değil sanki,
Dinlemiyor hiç bir emir,
Hiç bir dileği.
Dur dedim,yapma dedim.
Kime söylüyorum ki?
UMRUNDA DEĞİL.
Sen ve ben demek bile uzak kalıyor sevgimize,
Dokuz ay aynı odayı paylaşmışız seninle.
Ben acıktığımda sen,
Sen acıktığında ben koymuşum ortaya aşımı.
Hep cankurtaranlık yapmışız birbirimize.
Günler ayları kovalamış o sıcacık evimizde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!