(1)
Âlem kamu bir "gölge", hakîkatteki bir Râz,
Eyler dil-i bî-çâre, seher vakti Niyâz.
Kırmış feleğin çarkı, susup kaldı o Sâz,
Yoktur bu cihân mülkü, bütün lafz-ı Mecâz.
(2)
Oldukça gönül, aşk-ı Hüdâ sırrına hâmûş,
Kalmış bu akıl, heybet-i Sultân ile bî-hûş.
Döndükçe felek, zehr-i ecelden içer ol nûş*,
Yansın bu vücûd, eylemesin kimseye bir cûş*.
(3)
Bir hânedir inşâsı harâb, tûde-i âmâl*,
Kim var ise bu dâirede, cümlesi pür-kâl*.
Yazmış ezelî kâtib-i mutlak, bu ne ahvâl?
Çıkmaz bu derin kuyudan, aslâ bir iclâl*.
(4)
Rûh oldu anâsırda*, bu zindanda Esîr,
"Kesret" görünür aynada, lâkin o Kesîr*.
Toprak olacak cism-i şerîfin, o da hâkîr,
Yoktur koca târîhte, ölüm hükmüne te'sîr.
(5)
Ey Zemzeme, söz cevherini eyleme kîl-û-kâl*,
Maksûd-u hakîkatte "Fenâ"dır ulu bir hâl.
Harca nefesi "Hû" yoluna, bulmak için bâl*,
Cân kuşları ten "kafes"ini, terk ile pür-hâl.
Kayıt Tarihi : 15.12.2025 18:58:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
• Nûş: İçmek / Zevk. • Cûş: Coşkunluk. • Âmâl: Emeller, arzular. • Pür-kâl: Çok konuşan / Dedikodu dolu. • Anâsır: Elementler (Toprak, Su, Hava, Ateş). • Kesîr: Çok, bol. (Kesret). • Kîl-û-kâl: Dedikodu, boş söz. • Bâl: Kanat. (Hû yolunda kanat bulmak).




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!