biz diye bir şey varsa
o ayrılamaz doğru
sen ve ben ise
VE ile ayrılırız doğru
vesaire ile birleştiğimiz gibi
şiir öksüz kaldı al buyur dünya
toprağının altı bir kalbur dünya
söz yetim ses kısık gel duyur dünya
bir ses ver ruhuma tuz bas yaraya
direnmenin adı idi karakoç
kendime bir akşam urbası beğendim
başka sözlerle avunmak için
yararsız yaralarımı otaladım
kafiyesiz bir baharın sulu sepken kırışığıyla
kadın
akasya düşlerine dalmış ağlıyordu
şair
her göz mesafesinde
bir yorgunluk emaresi
sesin dehşetiyle büyüyen
aşkın ikircikli hengamesi
ilkin güneşe gider ah
korkuçtur yılgınlığımız
aynalardan üstümüze
kederli simlerle seğirtiğinde dünya..
su tuzlu suda elma tuzlu
kıyıda kendini tuza bastıran bazı insanlar
sayfama ağıyor bir büyük sızı
başkalaşıyor alem gözlerinin deminde
bir akşamın özündeyiz işte
sabahın köründe
sevda sözleri fısıldayarak
son tahlilde ben bir anka kuşu filan değilim
külleniyorum ve uçuşuyorum
stres ve başağrılarım oluyor bazen
uyukladığım ve uykusuz kaldığım da
sihirsiz şiirler okuduğumda kalbim kırılıyor nedense
denize bakarken yüzünü maviden
yüzüne bakarken denizi yüzünden
maviye bakarken yüzünü denizden
ayırmadım hiç ve suya döndüm böylece
m.M..
şangayda bir akşamüstü gramer dersinde
ilk kural şangay değil şhangay olacak şehrimizin adı
dedi bize şangaylı bir gay
meğer hiç kurtuluş savaşı vermemişlermiş de
bu yüzden çok severlermiş madodan dondurma yemeyi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!