Münevver Şenol Şiirleri - Şair Münevver ...

Münevver Şenol

Her yüze güleni,dostundur sanma
Tanımadığın biriyle hemen
samimi olma
Başını boş yere
belaya koyma
Dünya senin bildiğin dünya

Devamını Oku
Münevver Şenol

Anneler,
Ah! o elleri öpülesi anneler,nerede şimdi? onlardan,biride,benim annemdi,ofacık,tefecikti,ama mangal,gibi,yüreği,vardı,zamansız gelen ecel,onun evinin direğinide,elinden aldı,o,iki minicik kızıyla koskoca istanbulda,çaresiz daha henüz 32 yaşında dul kaldı,ama yılmadı tıpkı bir kartal gibi yavrularını kanatlarının altına aldı,çocuklarını önce allaha sonrada komşularına emanet edip,maltepe,tarım,koruma fabrikasında çalışmaya başladı,eve koşarak gelir,bize sarılır ağlardı,kardeşim henüz 3 yaşında,
bende,11 yaşındayım,kardeşim annem sarılınca burnunu tutar öf anne pis kouyorsun derdi,annemde gülerek trene biz binince komportumandakilerde senin gibi burnunu tutuyor,derdi,bilmezlerdiki o yavruları için zehirin içinde yaşam savaşı veriyordu,gece vardiyasını hiç sevmezdi,birgün şefine durumu anlatmış ama sade sen değilsin burada senin durumunda birçok insan var deyince çaresiz boyun eğerdi,gündüz 2 de iş alır gece 2 de çıkardı,pendikte oturduğumuz için
maltepe istasyonunun yolcu salonunda günün ışımasını bekler,ilk trenle yavrularına koşardı, ışıklar yanıyor biz kardeşimle birbirimize sarılmışız,üstümüz açık,annem bizi kucaklar üstümüzü örter,kendid,banyoda,
yaptığı yer yatağında yatardı,çünki uyuması lazımdı,simitçisi,manavı bağırır çocuklar top oynar şımarır,susun annem uyuyor derim,tamam,tamam,
derlerdi,ama biraz sonra gene oynarlardı,o zaman komşulukta güzeldi,

Devamını Oku
Münevver Şenol

Gün doğmaya gebe, Tan yeri ağarmakta.
Tam kuşluk vakti.
Ahh nede güzeldir değilmi, Ezan sesine uyanmak?
İçin huzur bularak,dualar etmek.
Her taraf ıssız, hava desen mis gibi.
Günün ışımasıyla,kuş sesine karışır araç sesi.

Devamını Oku
Münevver Şenol

Artık çok geç keşke,gençliğini yaşadığın.
Hayatını geçirdiğin yere git benden merhamet dilenme
Sana ALLAH versin diyebilseydim.
Çocuklarım hastalanırdı,ama sen yoktun.
Komşularımız yatişirdi imdadımıza.
Peki sen nerdeydin,kimleydin,kiminleydin?

Devamını Oku
Münevver Şenol

Rahmetli babaannemle pazar macerası
Rahmetli babaannem,çok kibar ve düzgün konuşmaya önem veren bir saraylıydı,her sene gelir birkaç ayda bizde kalırdı,fortmenim dediği çantasında,tarağı,aynası,kolanyanın içinede,esans,sıkılmış,kokusu mutlaka olurdu,babaannemle birgün semt pazarına gittik,saksılara ekilmiş çiçek satan iki genç,kaktüsü göstererek,kaynana diline bakk,dikenlerini gör,gelin çieğinide göstererek gelin diline bak,çiçeğide üstünde şu güzelliğe bak diye bağırıyor,babaannem çok sinirlendi,üstüne alınmıştı,bak oğlum,evladım,siz ağaç koğuğundan çıkmadınız herhalde? sizinde,anneniz ve büyükanneniz,vardır herhalde? bana baka,baka,dikenli kaktüsü,gösterip kaynana diline bak diye bağırıyor,torunuma,baka,bakada,çiçeği açanı gösterip laf atıyorsun,o gelin değil birkere,gençkız,benimde torunum olur,deyince çocuklar gülerek,biz,nebilelim,haminne alnınızda yazmıyor ki,demezmi? babaannem daha çok sinirlendi,çocuğun üstüne yürüyor ben gel diye çekiyorum,babaannem ben senin haminnen değilim hem insan,büyük hanım der,terbiyesiz,ama sende kabahat yok,seni yetiştiren ailende,derken çocuklar arkamızdan kahkahalarla gülüyor,eve geldiğimizde,babaannem kendisine çok kızdı,o cahil çocuklarla,böyle bir tartışmaya girmemliydim,onlarla muhatap olmamalıydım,ozamam böyle lafları işitmezdim,şimdi düşünüyorumda babaannem,kendisini eleştirebilen,büyük bir kadındı. 26.2.2004
Not.depremde,hep üzüldük,bari bu anıyla biraz gülelim istedim.

Devamını Oku
Münevver Şenol

Rahmetli babamdan bir anı.
Rahmetli çerkez mahmut kalfa çokmukallit,yeni adıyla espirili bir insandı,elinden,bırakmadığı,mızıkasını,yani akordionun küçüğü,her yere onunla giderdi,parmaklarının ucunda kazaska oynar,tam bir cemiyet adamıydı,insanların küçüğü büyüğü saygı duyar çok severlerdi,bir gün sakaryanın,çaybaşı köyüne,ailesinigörmeye gittiğinde,akşamda arkadaşları
onu ağırlamak için,sofralar kurulmuş,sohbet başlamış tabi mızıka eşliğinde,
çerkez oyunları,ama mahmut kalfa kendi akranlarıyla,özel sohbeti özlemiş öbürlerinide kırmak istemiyor,dedikya çok mukallit,hemen sivri zekasını çalıştırıyor,biliyormusunuz ben aslında ticaret yapmaya geldim,herkes merakla dinliyor,eğer sizde isterseniz beraber yaparız,ben,kaplumbağaticaretine başladım tanesi,şukadardan,alıyorum,adapazarında,yeni caminin orada aman canım binalbant mehmet ustaya veriyorum,ordanda haftada bir kamyon gelip alıyor yutdışına gidiyor,aranızda bu işe talip kim varsa alın şukadar avans
gençerin hepsi talip,mahmut kalfanın aradığıda o zaten hepsine,üçbeş herneyse veriyor,topladıklarını nalbant mehmet ustaya götürüp paranın tamamınıda ondan alıcaklar,tabi çok seviniyorlar OOO,köyde kaplumbağadan bol ne var, vay miğdesiz gavurlar demek kaplumbağayı bile yiyiyorlar,aman canım bizene,yesinler bizde para kazanırız diye seviniyorlar köy yerinde,para sıkıntısı her zaman yaşanır çünki seneden seneye hasat zamanı elleri kıt kanaat para görür,o gece sabaha kadar üç çuvaldolusu kaplumbağa toplarlar herkes kaçtane toplamış yazarlar,sabahta hemen sarı öküzühazırlar iki kişideyardımcı alıp doğru adapazarına,yeni caminin ordaki nalbant mehmet ustanın dükkanına,neyse havada çok sıcaktır,ama inşallah kaplumbağalar ölmemiştir,selamun aleyküm,biz geldik,hayrola? bir çırpıda anlatıyorlar meseleyi,mehmet usta içinden neler demiyorki mahmut kalfaya onun bu vukuatı bir değil beş değil,ama bozuntuya vermemek için çocuklar,geç kaldınız sabah kamyon hareket etti, şimdi üç çuval için,araba kalkmaz siz şimdi gidin bunu mahmuta verin o bir yolunu bulur gönderir,gençler,neyapacağını,şaşırmıştır,okadar zahmetle topladıkları hayvanlar köyde hevesle kendilerini bekleyen arkadaşları,bu hayvanlara günah dönünceye kadar ölürler en iyisi salalım gitsin zaten mahmut abi parasınıda ödemişti,derler çuvalların ağızını açar salarlar,ama oda ne,kaplumbağalar çimenlere değil asvalta doğru giderler,trafik durur polis gelir,çabuk bunları toplayın trafiği felç ettiniz,gençler bir yandan toplayıp çuvala koyarken isyanda ediyorlardı,bilmedikleri işe kalktıkları için ama bunun,mahmut abilerinin şakası olduğnu tahmin etmeleri lazımdı,ama güldü geçildi,anı olarak anlatıldı yıllarca bakın şimdide bunu sizlerle paylaşıyorum,şimdi olsa alimallah adamı,mahkemeye verirler,rahmetli,cem karacanın,MAKEMEYE VERSEM SENİ ASARLAR,şarkısındaki gibi.
Bugün 13.11 2005.pazar bu anıyı sizinle paylaşayım istedim

Devamını Oku
Münevver Şenol

Şansını zorlamak boşuna olur
Yaşamın son durağına geldiysen eğer.
On elle sarılsan neye yarar ki?
Tirenin o acımasız düdüğü çaldıysa eğer.
Tüm yaşamını getir gözünün önüne.
Ne kadar anlamsız boş değil mi ki?

Devamını Oku
Münevver Şenol

Baba seninle eski anılarımızı anmaya geldim,yaşadığımız acı tatlı anılarımı
bir kitapta toplamayı düşünüyorum,biliyorsun sağlığımda pek iyi değil, hiç
değilse anılarda yaşarız,çocuklarıma da hatıra kalır.Biliyorsun çocukluğum da sık sık ateşlenir dim annemde çay tabağında zeytin yağıyla karabiberi ısıtır sırtıma sürerdi birde gazete kağıdını deler sırtıma
koyardı öyle huylanırdım ki sorma,Babacığım bu gün sana müjdeli bir
haberle geldim,Okullar arası resim ve kompozisyon yarışmasında birinci
oldum.Ödülde kocaman bir koli kırtasiye içinde ne yokki herşey var,

Devamını Oku
Münevver Şenol

Bana acı şaka yapma ecel
Ben şakanın güzelini severim.
Baykuşları salma benim bacama ötmesin
Bana kumrumu, serçemi, bülbülümü gönder
Ben onların ötüşünü severim.
Kara kara zebanileri salma peşime

Devamını Oku
Münevver Şenol

Evet bir zamanlar köşkte otururken,babamın iflasıyla gecekonduya taşınmamıza kızarken şimdi köyde amcamlardayız,keşke gene o yoksulluğu yaşasaydık da babam sağ olsaydı,kendi yatağımda yatsaydım çünki biz evimizdeyken her gece babam benim sırtımı kaşır kaşırkende ah benim sıska kızım bak kaburgaların sayılıyor der arada birde gıdıklardı gülüşürdük,
şimdi amcamlardayız belli bir yerimiz bile yok eğer o gece yatılı misafir varsa bizim picamalarımız bir poşete konur öbür amcamlara giderdik,
gerçi onlarda haklı,birinin dört ötekinin beş çocuğu vardı birde her yaz kardeşimle ben gidiyorduk arada halamın kızlarıda geliyordu tabi,köyyerinde
işler ağır,bir gece öyle dişim ağrıyorki sabaha kadar ağladım baba annem
sabah namazına kalkınca söyledim bizde ancak aspirin var birşeyler yede iç dedi amma ne gezer geçmedi hıçkırıklarla ağlıyorum,içimdende şimdi babam sağolsaydı parası olmasa bile borç bulur beni dişçiye götürürdü
diyorum sabah olunca amcam beni aldı tabelasında berber yazan bir dükkana götürdü sandalyaye otuttular adam aç ağzını bakim hangi dişin dedi

Devamını Oku