Puslu bir aydınlık sabaha doğru
Uykuya uyanır İstanbul şehri
Gözleri yaşlıdır yağmur misali
Bahara uyanır İstanbul şehri
Sonra bir kavgadır başlar içinde
Güzelliğin büyür gider dağda taşta
Gün gelir mecnun olursun
Gün gelir peri padişahının oğlu
Ve ben bakar deli olurum.
Yağmurlar yağarken gelmedin
Çiçekler açarken de oysa
Huzur sen neredesin
hiç yokmusun yoksa...
Bir kavgadan çıktım eylemsiz
Kendimi tutmayı öğrendim.
Darağacı kurulurken tepelere
Bakınca kaybedecek korkularım vardı.
Zamansız yeşerecek sevgim,
Bir kavgadan çıktım dostlar,
Baba mirası böyle çalışmak
Gece gündüz demeden
Açık elliliğim açık yürekliliğim
Dağı sırtladığım babadan kalan
Sıcak yataklardan uzak düşlerim
Ayaklarıma bağlanmış rüzgar
Türküler yazdırıp atlar koşturdun
Mucize yaratıp cumhuriyet kurdun
Ülkeler aşıp Destanlar oldun
Mutluyuz koyduğun yoldayız Atam
Bu bayrak uğruna ne kanlar döktük
Aç yüreğimi beynimde taşıdım yıllardır
kum fırtınasında gitti duygular
aç köpeklerin cüreti gibi
sonra yıldırım düşmesi aşk
Bahar mendil salladı her sene
usanmaz zamanlar uzadı ve göğsümde
Açtı bahar gülleri
Bülbül e ne oldu Yarap
İçti aşkı gönülleri
Âşık a ne oldu Yarap
Yaşanan sevgi gibi
Susardın aşk bakardı
Konuş derdim kapılacağım
Bir akşam vakti ayrılırdık
Kar yağardı.
Hasretimiz bitmezdi yaşar durur sever durur oyalanırdık
Neyim varsa aldık geldim
Yangın yeri gibi arkam
Bir vapur düdüğünü
Gözlerindeki sitemi
Ana baba toprağını
Kız kulesini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!