Mumun yanında
kaşarı bol, karışık
sandviçini yiyorsun;
ışıkları kapatıp salonda
-az restore,
romantikliğe.
Damlalar
masayı ıslatıyor
-ateşten damlalar.
Sonra kağıdı geriyorsun,
tahta masayı;
mideye indirdiğin
son lokmasıyla, sandviçten...
Şimdi gözlerin ateş.
Mumun düşürdükleri,
kiriş
gibi zaman.
Ama ellerini yıkamaya
gittiğinde banyoya,
akıyor gene su.
Bir de yüzünü yıkıyorsun;
daha su değmeden
gözlerin serinlemiş,
ateş harlanmış...
Hangi uçaktaki insana
jet lag gerçekleştiğini
bilmediğin
gibi bir durum bunlar.
Ya da sanki;
bir adam uyumaya giderken
yüzünü yıkamadı,
kalktı sabah yıkadı.
Berber, ya da kuaför;
kapalı.
Ursula'da değil ustura;
Usturada, Ursula.
Kayıt Tarihi : 4.8.2007 01:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
güzeldi çalışmanız...
TÜM YORUMLAR (2)