Bir vuslatın kıyısında değil miyiz şimdi,
Ne tam yakın, ne de uzak düşmüş kalbimiz.
Sen kendine yürürken sabırla,
Ben seni, sen olduğun gibi beklemekteyim.
Korkuların karanlık değil bana,
Zira ben, gözlerindeki titrek güveni okudum.
Ve her çekindiğin adımda,
Sana düşmemesi için yükü,
Dualarımla omzundan aldım, habersizce.
Sevmek…
İrade ile teslimiyet arasında duran ince bir sırdır.
Bir gönle seni yok etme kudreti verip,
O kudreti rahmete dönüştürmesini dilemektir.
Ve ben o duayı ettim,
Bir Dolunay gecesinde, sen de “amin” dedin.
Şimdi, mukadder bir suskunluğun içindeyiz.
Sözler bekliyor, zaman bekliyor,
Kalpler olgunlaşsın diye,
İmtihan geçsin, sabır yerini bulsun diye.
Saklayalım bu sırrı zamana,
Rüzgâr duymaz, yağmur anlatmaz,
Aile bile bilmez henüz.
Zira bazı kelimeler yalnızca kalbin içinde çiçek açar.
O gün,
Sen korkularından arınmış,
Ben teslimiyetimle berraklaşmış olunca,
İşte o gün, iki seccade arası bir bakışta,
Başlar asıl hikâyemiz.
O zamana dek,
Dualar arasında bir sır gibi yaşasın ismimiz.
Ve Allah şahidimiz olsun:
Sadakatimiz birbirimize değil,
Sadakatimiz, önce O’na olsun.
--
Osman Furkan KarakuşKayıt Tarihi : 20.5.2025 08:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!