Sonbahar da bile ölmeye direnen cırcır böcekleriyle,
aynı masada oturuyoruz şimdi.
Aynı bankta müstesna bakışlar atıyoruz ve direniyoruz.
Kaldırımların incitilmediği bir gölgede, bilge şarkılar söylüyoruz.
Gençtim ve ne yazık ki henüz ortasında bile değildim ömrümün.
Mızrak gibi sivriydi kelimeler ve onlarada yer açtık soframızda.
Gün doğumuna endişe ekleyemezdik ve gün batımını izleyemedik meçhul betonlar arasında.
Gençtim ve yanılgımdı.
Aksimi sökerek aynalardan değiştim.
Şiirlerimi bir kalkan bilecektim ve yaşım çoğaldıkça çoğalacaktı sessizliklerim.
Bir köşede unutulmamalıydı çocukluğum ve unutmuşum onu;
haykırarak ve naralar atarak öldürdüm.
Katil olamazdım, bende olmadım.
Şiirime su karıştıramazdım .
Ben ben diye bencillikler eklerken ömür sermayesine
her şeyin bir yalan olduğunu idrak edecek kadar büyümüştüm artık.
Yaşamak meçhul bir rivayetti
gerçeklik anca musallada keşfedilecekti.
Tüm sokak lambalarını taşla dağıttım
ve şehri bir karanlığa hapsettim.
Biliyorum geçecekti bunların hepsi
karanlıkta görünecekti yıldızlar
ve biliyorum yaptığım en büyük eylemdi sevmek.
Yanılgıların en büyüğü idi.
Şimdi daha güzel geliyor saatin sesi
engereklerin bir köşede masallarını dinlemeli miydim?
***
Ben Seyit Câfer;
ömrümün bir kısmını şiire geri kalanını bir gizde hapsettim.
Çocukların öldürüldüğünü idrak ettiğim gün
insanlığı cümlem varmadan satır başına,
bu satırlarda öldürüp katlettim.
Çocukluğum korkunç bir masal değil artık
ve artık sevmiyorum gidenleri.
Ve biliyorum artık karganında güvercin kadar asilliğini.
Münacat etmedim ben kadim şairler gibi,
olması gerekeni yaşadım ve affettim tüm hinlikleri.
Karıncaları ürkütmesin insanlar diye taş döşedik yollara.
Fakat ihlaldi bu kanunlara.
Mahkemede bile söyleyemedik.
***
Ben Seyit Câfer;
ismimi ağır bir devrin sorumluluğu ile almıştı babam.
Ve ben doğduğum an sancılı doğmuştum
ve nerede sakinlik görsem sarılıp uyumuştum.
Eskiden bir efsane gibi gördüğüm şimdiki zulümlere gülmeme sebeptir ismim.
Doğuda yaşamanın vehameti kolay olmamalıydı elbet.
Fakat ben direnmiştim.
Dayatılmıştı iffetsizliğin kargıları ve elimin tersiyle itmiştim.
İnadına yaşayacak dedim ve inat ettim .
Çiçekleri öldürmedim öldürülmeden...
Kapital dünyadan minimal gerçeklerim vardı.
Başını okşadım onların ve sahiplendim.
Sade olan her şeye ben de sadeleştim.
***
Ben Seyit Câfer;
Artık farklı bir yere giderken dünya,
bir gün öleceğiz gerçeği ile dik durdum hayata.
Ve incitmedim bir zambağı
ve siz demeye devam ettim.
Ölüdür artık içimde ki gerçekler ki
sizide azad ettim.
Şimdi yeni bir hikayeye başlayıp
tebessüm ediyorum.
Merhabalar…
Kayıt Tarihi : 21.2.2025 02:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!