Krallar gibi yaşarken hayat evinde duygularıma henüz yenik düşmemiştim. Yüreğim, bedenim emrim altındaydı her şey nefis denen o zebaninin eline geçmeden önce..
Aşk mertebesinin en doruklarında yaşarken sen göçüp gittin bilinmezlikler yurduna. Kurduğun saltanatta viraneye döndü her zamanki gibi güzellikler elimden çabuk alındı... harabeye dönen gönül yurdum da her yanım hazinede olsa göçerken bu dünyadan götüreceğim sadece yüreğim..şayet oda hala bende kaldıysa..
Senli geceler mum ışığını aya çevirirdin. Dolunaya benzeyen yüzünce güller kıyama dururken bülbüllerin dili lal olurdu. Saba rüzgârının gül bahçesi içinden getirdiği kokular, vuslata erme anında senin kokuna karışırdı.
Yürek yaram bir bekçi gibi yeni sevdaların içeri girmesine engel oluyordu. Yürek yangının dumanı uzak diyarlardan görünsün diye gökyüzüne yolluyorum. Bıraktığın közün yanışını köşene çekilmiş seyrediyordun. Bıraktığın közün dumanın da gözlerimi kaybedip katran karası gecelerde kalıyordum…
Can ile gönlümün harmanını tutuşturan kıvılcım ise senin uzaktan bakan gözlerindi. Ah dumanları ile yürek yangınımı körükleyip, aşk ateşinin yanmasını kolaylaştırıyorum.
Müjgan ile ağlamayalı çok oldu. Yürek kendi yangınını kendi söndürmeye çalışıyor. Çiğ tanesinin güneşe kavuşmasını bekler gibi bekliyorum vuslatı zamanı.
İşte o zaman ruhum huzur bulacak selvinin altında, selvi ile sarmaş dolaş yatarken. Unutulduğum zaman bedenim ortalıkta dolansa bile ruhsuz bedenin görüntüsü ile yaşayacağım. Tenine bulaşan kokular habersiz olduğumu zannetme. Her seher yeliyle gelen kokunda, sana karışan kokuları da alıyorum.
Hüzünler yüreğime çöreklenmiş. Yürek sarayımın kapısında alıcı kuşlar sevda güllerini içeri almıyor. Derin hançer izidir yaralar kapatılamayan ve her görüşte biraz kanayan. Yürek yangınım sönmeyen ve ufak bir esintide yeniden alevleniyor. Gönül dergâhım her an açık olsa da belli kişiler orada mekân tutuyor.
Sevgi kumaşından diktiğim giysim üzerime dar geldiğinde, bil ki hasret çekmekteyim. Ayrılığın umanında kaybolmayı yaşıyorum. Bana verdiğin canın ödünç olduğunu bilmiyordum. Ayrılığın ölümle eş değer gibiydi. Hasretinle yürek yaralarımı dağlamaktayım. Ahım gökyüzünden yere inip ayaklar altında sürünüyor.
Konuşulmayan kelimeler en dürüst olanlarıydı. İçimde kaldıkça daha çok canımı acıtıyor. Paslı çivinin yarattığı kangrenli yaralar gibi. Hasretin açtığı dağlanmış yaralar, senin dönüşünle güle dönecek, gül bahçesi gibi. Yürek ırmağını kurutmamak için gözyaşlarımla sulayacağım geçtiğin yolları. Akan yaşlar kurursa bil ki hayat biter ben biterim.
Aşklar yürekte acıyla büyür. Cehennem yangından daha büyüktür yürekte yanan ateş. Alevlerden yapılan örgülerin ucu boşa kaldığı zaman çorap söküğü gibi açılır yok olur. Bu alevlerin dağılmadan yürekte toplanmasıydı aşk.
Ayaklar altında ezilen gururum olsa da. Yürek sesimin peşinden gidiyorum. Sözlerimi tüketmeden, bağlarımı koparmadan geleceğe yol gösteriyorum. Bulutsuz kış gecelerine ayazı yaşatmadan umutlarımı yürek yorganımda ısıtıyorum.
Her boşluğu seninle dolduruyorum. Sensizliği anlatmayıp seninle olmayı haykırıyorum. Payıma düşen sevdadan bana kalan hasret ve özlemi sarıp sana sevgimi sunuyorum sana.
Kapılarımı hiçbir zaman kapatmadım. Döneceğin günün hayali hep benliğimi sardı. Sen bende hep vardın gitmemiştin ki boşa hayal kurmadım boşa umutlanmadım yüreğimin götürdüğü yere gitmedim sadece ama seni o yürekte hep yaşattım ve halada yaşıyorsun
Nefes aldığım sürece ve bu beden yaşadıkça ben sen olarak yaşayacağım, umutlarımla, hayallerimle ve yaşadıklarımla…
Müjgan: kirpik.....…
Fatma AVCI
11.12.2011
Kayıt Tarihi : 11.12.2011 16:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yüreğine,kalemine sağlık, kutlarım.
ayrılık ayakta nasıra benzer isimlişiirmi paylaştım bu gün sizin yaznızı okuyunca her hatırlamanın bir basınç olduğunu ve onunda nasır ra basılmış gibi acı verdiğini görünce iyiki bu betimlemeyi yapışım dedim kendikendimem hairka bir paylaşım sevdalı yüreklerin çığlığı çok güzel bir paylaşım kaleminiz va rolsun fatna hanım
Tüm yaşananlara rağmen kapılar tamamen kapanmamışsa henüz bir umut kıvılcımı var demektir sönmüş sanılarn aşkta. Bunları yazdıran kırgınlıklar ve hayak kırıklıklarıdır.Şiir tadında bir deneme yazısı okudum güzel yüreğinizden dökülen. sevgili Avcı. Kutladım tam puanla yürekten...
Hüzün bazen ilaç gibi gelir anıların rüzgârında ... ya yaşanmasaydı....kutluyorum yüreğinizi ve kaleminizi sevgiyle kalın...+...+.... .
TÜM YORUMLAR (11)